Sabah'ın dünkü "Bal gibi satıldı" şeklindeki manşeti aylardır "Özal zehirlendi mi" sorusuna kilitlenmiş olanlara, ilaç gibi gelmiştir.
Turgut Özal'ı yaşarken yok etmek isteyenlerin hayalleri bile, onun bugünkü Türkiye'nin gerçeklerini oluşturan vizyonuna erişemezdi.
Evet... Girişimciler 5.7 milyar dolar gibi bir meblağı, Türkiye'nin geleceğine yatırıyorlar.
Köprünün satılabileceğini düşünemeyenlerin bulunduğu bir siyaset ortamında, Turgut Özal bir yıldız gibi parlamıştı.
1983 seçimlerine uzanan dönemdeki televizyon tartışmasında "Köprüyü sattırmam" diyen siyasetçiye karşı gülerek "Bal gibi satarım" demişti...
Hep böyle olmamış mıydı?
- Türkiye ihracat ülkesi olacak, dünya ile rekabete girecek, demişti.
Karşı çıktılar
Muteber iktisatçılar da "Türkiye'nin ihraç edecek malı yok, ihracat yaparsak aç kalırız" diye karşı çıkmamışlar mıydı Özal'a?
- Türk lirası konvertibl olacak, değerini piyasa belirleyecek, demişti.
Ülkenin en önemli işadamları "Lira konvertibl olursa halk bankalara saldırıp dövize hücum eder, kriz patlar" dememişler miydi?
Özal vizyonunun devre dışı bırakıldığı, 1980 öncesi kısır siyasi çekişmelerin yeniden gündeme taşındığı 1990'lı yıllara yazık olmadı mı?
ANAP'ı Özal'dan devir alıp yokluğa mahkûm edenler, şimdi sadece 28 Şubat post-modern darbesine takoz olmaları ile hatırlanıyorlar...
Laf ebeleri
Siyasetin laf ebeliğinden ve ayak oyunlarından öteye içeriği olduğunu Türkiye'ye hatırlattı Turgut Özal.
"21'inci yüzyıl Türk asrı olacaktır" dediği zaman buna inanıyordu.
Organize Sanayi Bölgeleri ile Anadolu esnafının tüccar, Anadolu zanaatkârının da sanayici olacağını görmüştü.
Her alanda serbest rekabetin Türkiye'nin ufkunu açacağını biliyordu.
Tarımda gerçekleşen "Tohum devrimi" olmasaydı, bugün pazarlardaki ürünlerin kaçını görebilirdik? Beni konuta çağırıp ilk yerli kiviyi ikram ederken duyduğu heyecanı hâlâ hatırlıyorum.
İlaç gibi manşet
Kıyıları yatırımlara açarken "Türkiye turizm ülkesi olacak" demişti... Olmadı mı?
Tahran'da masa başına oturmuş, ilk ihracat bağlantılarını yapan Türk işadamlarına nasıl proforma fatura yapılacağını gösteriyordu...
Elektronik aygıtların gümrüğünü sıfırlarken, bugünün bilişim çağı Türkiye'sine uzanan yolu açmayı hesaplamaktaydı.
Sabah'ın "Bal gibi satıldı" manşeti, "Özal zehirlendi mi" manşetleriyle bunalanlara bir ilaç gibi gelmiştir.