Maya Takvimi'nin işaret ettiği "Kıyamet" gerçekten 21 Aralık günü kopacaksa, Ege'deki Şirince ile Fransa'nın güneyindeki Bugarach'a sığınan bir avuç kıyamet kaçağı, "İnsanlık" diye bilinen olguyu devan ettirmek sorumluluğunu yüklenecekler.
Bu çok zor bir görevdir ve büyük sorumluluk gerektiriyor.
Zaten kıyameti turistik bir kaçışla karşılamak bile, insan aklının ne denli karmaşık bir yapıya sahip olduğunun kanıtı değil mi?
Yıllar önce "Cennet de cehennem de bu dünyadadır" diye biten bir yazı yazmıştım.
Bu yazıya bir sayın okurumdan çok sert bir tepki gelmişti.
Şöyle demişti bu sayın okur:
- Siz ne gafil bir insansınız ki cennetin de cehennemin de bu dünyada olduğunu iddia etmek cüretini gösteriyorsunuz. Asıl cehennemi görseydiniz, bu yazıyı yazdığınız için pişman olurdunuz...
Bu sayın okurun "Asıl cehennem"i gördüğünü sanmıyorum.
Maya Takvimi'nin yapımcıları da herhalde hayal ettikleri kıyametle "Asıl kıyamet" arasında ne tür farklar olabileceğini pek düşünmemişlerdi.

Hoca'nın kıyametleri
Aslında "Kıyamet"e Nasrettin Hoca gibi bakmak şimdilik en sağlıklı yaklaşım olabilir.
Hoca'ya "Kıyamet nasıl bir şey" diye sormuşlar.
- İki çeşit kıyamet vardır... Ben ölürsem büyük kıyamet, karım ölürse küçük kıyamet kopar, diye cevap vermiş ya.
Gerçekten de herkesin kendine özgü kıyameti vardır bu dünyada.
"21 Aralık kıyameti"ni sağ ve salim atlatıp geride kalacak olan bir avuç insan bu tür özel kıyametleri sürdürmek görevini de üstlenecekler.

Özel kıyametler
Galatasaray-Fenerbahçe maçında yenilen takımın teknik direktörünün yaşayacağı kıyameti, büyük yatırımlarla çektikleri televizyon dizisinin ikinci bölümde yayından kaldırılmasına tanık olan yapımcıların kıyametlerini, 21 Aralık'tan kurtulanlar sürdürmek durumunda olacaklar.
Bir gazeteci olduğunuzu ve "Taraf" gazetesinde çalıştığınızı varsayın. Şu anda bu gazetede yaşanılanlar da mesleki bir kıyamet değil mi?
Eğer 21 Aralık'a ilişkin Maya kehaneti bir balonsa Suriye'deki kıyamet her gün kopmaya devam edecektir.

Bizim kıyametimiz
Silah satışı yasaklanırsa Amerika'daki manyak katillerin neslinin tükeneceğine inananlar, kim bilir kaç kez daha okulların basılıp öğrencilerin katledildiğine tanık olarak, yeni kıyametleri yaşayacaklardır.
Diyanet İşleri de "Bizim kıyametimiz"in koşullarını açıklamış.
Buna göre "On alamet meydana gelmedikçe kıyamet kopmaz"mış.
Bunlar Deccal'ın çıkışı, Hz. İsa'nın yeryüzüne inmesi, Yecüc ve Mecüc'ün çıkışı, Dabbetü'l Arz'ın çıkışı, güneşin batıdan doğması, Doğuda, Batıda ve Arap yarımadasında meydana gelmek üzere yerin batışı ve insanları mahşer yerine sürecek olan ve Aden çukurundan çıkan bir ateşin zuhuruymuş.
Kısacası şimdilik rahat edebilirsiniz.