Olayları değerlendirirken sebepsonuç ilişkisini dikkate almadığımız takdirde, hatalı sonuçlara varabiliriz.
Diyelim ki uçağa yetişmek için bir taksiye biniyorsunuz.
Taksi şoförü yolda kaza yapıyor.
Kaza yapan araçtan inip bir başka taksiye biniyorsunuz.
Bu arada kaybedilen zaman yüzünden uçağı kaçırıyorsunuz ve bir sonraki uçakta yer bulup ona biniyorsunuz.
Ne var ki bu uçak düşüyor ve siz de hayatınızı kaybediyorsunuz.
Bu durumda varisleriniz ölümünüzden sorumlu olarak kimi yargı önüne götürmelidir?
"Kaza yapan taksi şoförü aracını dikkatli kullansaydı, ölen kişi kaza yapmayan uçağı kaçırmayacaktı" gerekçesiyle, o şoföre tazminat davası açılabilir mi?
Sorumlu kim?
Eğer düşen uçağın ait olduğu şirket yerine o taksinin şoförünü sorumlu tutulmak istenirse sebep-sonuç ilişkisi yanlış değerlendirilmiş olmaz mı?
Siyasi gelişmeleri değerlendirirken de bu tür yanılgılara düşmek ve sadece sonuçlara bakarak sebepleri gözden kaçırmak mümkündür.
Mesela "Suriye Krizi"ni veya "Gazze Faciası"nı ele alırken, eğer bu gelişmelerde "Türkiye'nin sorumluluğunu" odak noktasına alırsanız, dünyada ve Ortadoğu'daki tek ülke sadece Türkiye'ymiş ve dünyadaki her olay Türkiye'nin iç siyasetinin polemik konusu olabilecekmiş yanılgısına düşmez misiniz?
Neticede sebeplerle sonuçları karıştırmış olmaz mısınız?
Onlarca yıl Libya'yı ve Mısır'ı yöneten Kaddafi ile Mübarek'i deviren "Arap Baharı" fırtınasının Suriye'yi etkilememesi mümkün müydü?
Sonuçlar bize yansıyor
Bu gelişmede Türkiye sadece sonuçlarla karşı karşıyadır.
Sınır komşularımızdaki her kriz gibi Suriye Krizinin de tüm olumsuz yansımalarını topraklarımızda hissediyoruz.
İran'da 1979 Şubatındaki Humeyni Devrimi ertesinde Türkiye'de tırmanan "Şeriat tehdidi fobisi"nin de, diğer nedenlerle birlikte 12 Eylül 1980 askeri müdahalesine dayandığını unuttuk mu?
Ya da Bulgaristan'da 1989'daki Jivkof mezaliminin bize 400 bin Bulgaristanlı Türk'ün göçmen olarak gelmeleri şeklinde yansıdığını unuttuk mu?
Saddam'ın zehirli gaz saldırılarından kaçan milyona yakın Iraklı Kürt, Türkiye'ye sığınmadı mı?
Daha önceye gidin... Sovyet Devrimi'nden kaçan Beyaz Ruslar'ın 1920 İstanbul'undaki sayıları 150 bindi...
Arap Baharı ve sonuçları
Bütün bu gelişmelerin sebebi Türkiye'nin izlediği siyaset değildi.
Türkiye sadece sonuçları taşıdı.
Şimdi Suriye Krizi'nin yansımaları da bu konumda.
Türkiye Libya'daki, Tunus'taki, Mısır'daki "Arap Baharı"na ilişkin hangi siyaseti izlediyse, Suriye'de de aynısını izliyor.
Veya İsrail'i Gazze'ye saldırtan ülke Türkiye mi?
Türkiye bu krizde ezilenin yanında yer alıp barışçı bir katkıda bulunmaya çalışırken "Arabulucu rolünü Mısır'a kaptırdı" diye işin özünü kaçırmanın bir anlamı olabilir mi?
Türkiye ABD gibi İsrail'in yanında yer mi alsa daha doğru olurdu?
Havalar kötü gidiyor diye Meteorolojiden Sorumlu Devlet Bakanı'nı suçlamanın bir anlamı olabilir mi?