Belirli dönemlerde Türkiye'den gönüllü veya zorunlu olarak göç edenlerle şimdi yaşadıkları ülkelerde konuştuğunuzda, zaman tüneline girmiş gibi olursunuz.
Onlar Türkiye'nin gündemini, bizden ayrıldıkları yılda dondurmuşlardır.
Örneğin 1950'lerde yahut 60'larda ayrıldılarsa, Türk siyasetinde Menderes'i, İnönü'yü, sinemada ise Ayhan Işık'ı, Belgin Doruk'u bilirler.
Neticede onlar için yaşam artık şimdi bulundukları ülkenin gündemine kilitlenmiştir.
Türkiye'de yaşayan bizlerin zaman zaman yaptığımız nostaljik takılmalar ise, onlar için bir çeşit Türkiye'de tarihin sonu gibidir.
Bu bayram günü şiir kitaplarını karıştırırken, ben de kendimi zaman tüneline girmiş gibi hissettim.
Yaşadığımız yakın geçmişte dudaklarımızdan düşmeyen ve hatta şarkılaştırılmış ama şimdi hatırlamadığımız şiirlerle karşılaştım.
Mesela Ümit Yaşar Oğuzcan'ın "Ayrılanlar İçin" şiiri çıktı karşıma...
"Yollarımız burada ayrılıyor
Artık birbirimize iki yabancıyız
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet her şeyi unutmalıyız
Her kaderin tesellisi bulunur, üzülme
İnsan ne kadar sevse unutabilir
Mevsimler, gelir geçer, yıllar geçer
Sen de unutursun bir gün gelir
Hiç yaşamamışçasına, hiç sevmemişçesine
Unutursun o günlerimizi, gecelerimizi
O günlerce gecelerce sevişmelerimizi
Her şeyi evet her şeyi unutabilirsin
Hatta bütün yazdıklarımı satır satır
Kalırsa, içinde bir derin sızı kalır"
Gurbet o kadar acı ki...
Kıbrıs krizi sonucu göçe zorlanmış İstanbullu bir Rum'la Atina'daki lokantasında sohbet ediyorduk.
- Burada mutlu musun, diye sormuştum.
Bu sorum üzerine iki kolunu bir yengecinkine benzer biçimde kıvırdı, elleri ile yüzünü örttü.
- Çağanoz gibiyim, içime kapandım, dedi...
Bu bayramda çeşitli nedenlerle doğdukları topraklardan uzakta yaşayanları düşündüm.
Karşıma Ozan Arif'in "Almanya Yarası" çıkmıştı şiir antolojisinin yaprakları arasından...
"Bu Almanya bize var ya efendi,
Her bir şeyi sinsi sinsi öğretti.
Türklüğümüz pasaportta küflendi,
Yetmişikibuçuk cinsi öğretti.
Parasıyla düdüğünü öttürdü,
Diyarında devesine güttürdü,
Kadere imanı kayıp ettirdi,
Lotoyu, totoyu, şansı öğretti.
Anlatmak zor bazısının halını,
Kimi tuttu yahova'nın yolunu,
Zeybekler unuttu 'harman dalı'nı,
Dadaşıma bile dansı öğretti.
Arif der ki; zıkkım olsun parası,
Zor kapanır Almanya'nın yarası,
'ali' leri 'aleks' yaptı burası,
'hasan' ın yerine 'hans' ı öğretti."
Siyasetin varlık sebebi insanları mutlu kılmaktır
"Mutlu olmak" da, tıpkı "Özgür olmak" gibi bir temel insan hakkıdır.
Dilerim kimse kendi vatanında kendini gurbetteymiş gibi hissetmez.
Dilerim barışı, uzlaşmayı, birlikte yaşamayı amaçlayan tüm siyasi açılımlar başarıya ulaşır.