AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye'deki zorunlu askerlik uygulamasıyla ilgili kararı, sanırım şu anda Genelkurmay'da enine boyuna değerlendiriliyor. Bu kararla "Vicdani ret" gerekçesiyle askerlik yapmak istemediği için mahkum edilen Osman Murat Ülke'nin şikayeti haklı bulundu ve Türkiye "Kötü muamele" den 11 bin Euro tazminata mahkum edildi.
Görünen gerçek o ki, AİHM'nin, askerlik yapmak istemeyenleri haklı bulan kararı, bundan sonraki davalara da emsal teşkil edecek. Mahkeme, Türkiye'den felsefi görüşü ve inançlarından dolayı askerlik yapmayı reddedenler için yeni bir yasal düzenleme yapılmasını istiyor.
Genelkurmay'ın defalarca açıkladığı gibi, belirli bir süre sonunda Türkiye'nin de "Profesyonel askerlik" modeline geçeceği kesindir. Ancak şu anda maddi ve teknik şartlar buna elverişli değil. Bu noktada AİHM'nin kararındaki askerlik yapmayı düşünce ve inançlarından dolayı reddedenlere "Alternatif bir askerlik hizmeti" oluşturması önerisi, herhalde değerlendirilecektir. Tüm erkekler için bir yükümlülük olan askerliği, "Vicdani retçiler" için bir başka kamu hizmetine dönüştürmek mümkündür. Örneğin 1960'ların "Yedeksubay öğretmen" uygulaması buna örnek olabilir.
Şunu unutmayalım. Türk toplumunda "Vicdani retçi" olmak kolay istismar edilemez. İnançlar ve gelenekler de, askerliği yasalar gibi "Vatani görev" olarak benimsetiyor. Yani Genelkurmay olaya AİHM'ye tepki göstermek açısından değil, "Çözüm" açısından bakmalıdır.