"Her zamanki yaşamımızı sürdürüyoruz...
Sabahları çalışıyorum. Sonra hemen hemen her gün sizinle görüşüp sohbet ediyoruz. Akşam yemeğini birlikte yiyoruz.
Ardından size biraz kitap okuyorum. Hiç sıkılmıyorsunuz.
Biraz çene çalıyoruz, size buraya gelmeden önce Kafkasya'daki hayatımdan söz ediyorum.
Siz de hatıralarınızı anlatıyorsunuz; babamı, annemi...
Bizim için çok değerli olan ve artık yaşamayan o insanları birer birer anıyoruz.
Ağlıyorsunuz, ben de ağlıyorum. Gözyaşlarımız tatlı tatlı akıyor.
Hiç tanıdığımız yok şimdilerde.
Kimse dedikodu yapmak için bize gelip rahatsız etmiyor."
***
Bu satırlar, dev yazar Lev Tolstoy'un halası Tatyana Aleksandrovna'ya yazdığı bir mektuptan...***
Mektubunda halasına eşsiz güzellikte şeyler söylerken gelecek hayalleri de kurmuş Tolstoy...***
Tolstoy'u bırakıp kendimize bakalım mı?***
Şu sıralar Lev Tolstoy'un hayatına yeniden göz gezdiriyorum da...
Bu ayrıntı gibi görünen anekdotu sizlere de aktarayım dedim; çünkü içinde çok şey saklı...
Düşünsenize...
Ailenin ihtiyarlarıyla sohbet eden ve gelecekte de onlarla birlikte yaşamayı hayal eden gençler...
Şimdi nasıl uzak geliyor benim yaşımdakilere bile!
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz