İstanbul'u çürük istinat duvarlarına benzettiler...
Üfürükten yağmurlarda bile kent hayatı çöküyor; son haftalarda Avrupa ülkelerinde görülen şiddetli yağmurlar yağsa, Allah korusun, kim bilir neler olacak?
Her gün birkaç İETT otobüsü arıza yapıyor, saçma kazalar oluyor; metrolarda arızalar bitmiyor.
Fakat İBB yönetimi her şey normalmiş gibi devam ediyor.
2019'da İmamoğlu göreve geldiğinde, "Hiç aldatmayın kendinizi; kenti yönetmeyecekler, sorunları erteleyecekler; dikkatimizi olgulardan imajlara çekecekler; vakit geçirecekler, çünkü üzerimizde bir şey deniyorlar" diye yazmıştım...
Yanılmadım.
***
Dün değindiğim
"özgüven manisi" çok farklı alanlara doğru yayılıyor.
Geçen gün bir öğretmen tanıdığım anlattı. Zayıf not alan öğrencinin notunu sınıfta yüksek sesle okudu diye velisi okulu basmış...
Niye mi?
"Siz benim çocuğumun özgüvenini ne hakla zedelersiniz?" diye...
***
Patavatsızlık...
Yersiz atılganlık...
Kendinden menkul haklılık inancı...
Bunların hepsini "özgüven" sanan insanlar çoğalıyor; durum fena!
***
Geçen gün anlatmıştım ya...
Şunu da yeni gördüm...
Yunan ana muhalefet partisi Syriza'nın başına geçen
Kasselakis hakkında
Ekatimerini gazetesi şöyle demiş:
"En sapkın senaristler bile böyle bir siyasi kara komedi yazmazlardı." Syriza Milletvekili
Stelios Kologlou da
Guardian'a konuşmuş: "Bu başarıyı mercek altına almak gerek; adam neredeyse hiçbir yerden çıkıp partinin başına geçti."
Ne saflık ama!
Partideki yerini bulamamış olabilirsiniz.
Ama
dünya sisteminin merkez hattı finans dünyasıdır. Adam da Goldman Sachs'tan geliyor işte!
***
Ne oldu bir zamanlar ortalığı kasıp kavuran San Sebastian Cheesecake furyasına?
Bu keki menüsüne almayan pastaneyi kepenk indirmeye zorluyorlardı sanki, hatırlıyor musunuz?
Şimdi lafını eden yok!
Bu
trend düşkünlüğümüz üzerinde durulmaya değer bir hâl.
Böyle giderse trend diye neleri yuttururlar! Rüzgâr durup hevesimiz kalmadığında da iş işten çoktan geçmiş olur.
***
Yağmur tam zamanında geldi kente...
Şimdi
Kuru Otlar Üzerine'ye gidilir mi, üç saat salonda kalınır mı diye düşünüp taşınırken, işte sinema salonunda film seyretme havası!..
Venedik'te geçen Hercule Poirot hikâyesini de vizyondan kalkmadan
yakalamalıyım.