Konu önemli...
Öyle entipüften bir güncellik sanıyorsanız, yanılırsınız...
Batı politik sahnesinde çekirdekten siyasetçilerin yerlerine "sahne figürlerinin" veya para uzmanlarının gelişinin ardında gözlerden saklanan gerçeği sorgulamak zorundayız.
***
Tablo net...
Yatırım bankacılığı ve para yönetiminin gözde şirketi
Goldman Sachs "çocukları"nı birer ikişer Avrupa siyasetine serpiştiriyor...
Birleşik Krallık Başbakanlığına Hint kökenli eski çalışanı
Rishi Sunak'ı
"atamıştı", malum.
Şimdi de
Yunanistan'ın ana muhalefet partisi Syriza'nın başına eski bir
Goldman Sachs çalışanı, armatörlükten milyarder ve kendisi gibi bir erkekle evli
ABD vatandaşı
Kasselakis getirildi.
İstediğiniz kadar "Parti kongresinde seçildi" diye kendinizi kandırın...
Lakin...
"Seçimlerimiz" sandığımız coşkulu tercihlerin aslında bir
"ürün" olduğunu;
trendlerin işleyiş biçimini düşünme zamanı geldi geçiyor.
***
Doğrudan bürokratik atamalar meselesi ise elbette daha çarpıcı...
Bugün
AB'nin politik bürokrasisinin tepe noktalarında görev
yapan Goldman Sachs ve diğer güçlü
yatırım şirketleri eski çalışanlarını listelesek,
bu köşe yetmez.
Ha! Unutmadan...
Yeni Merkez Bankası Başkanımız
Hafize Gaye Erkan da mesleğine ilk olarak Goldman Sachs'ta başlamıştı...
***
Şimdi
Yunan ve
Avrupa solunda
Kasselakis'in hallerine bakıp...
Üç gün içinde bir öyle bir böyle konuşmalarını ve çark edişlerini değerlendirip...
Hatta yoksa "Mitomanik birini mi seçtik?" şüphelerine kapılıp...
Bu iş nasıl oldu yahu, diye dövünenler var.
Cevap net...
Müstahaksınız...
Hak ettiniz yani...
Çünkü emek denilen şeyi unuttunuz.
Büyük harfle yazayım da belki bazılarınız görüp utanır: EMEK diyorum, emek!
Emeğin meseleleri yerine ne kadar kıytırık mesele varsa, onun peşinden koşan kuklalara çevrildiniz.
Şimdi ne kadar ağlasanız boş...
***
Niye Avrupa dergileri ısrarla Putin'i çar, Erdoğan'ı padişah olarak resmediyor sanıyorsunuz...
Çünkü global siyasetin yeni çizgisi: Üfürükten bir sahne oyunu...
"Kitleler sahnedekilerle oyalanırlar, biz kulisten idare ederiz" diye düşünüyorlar.
Öyle mi olacak, gerçekten?
***
NOT DEFTERİ
Her şeydeki erozyon sürüyordu, ağır ağır düşen psikolojik bir çığ onları aşağı sürüklüyordu. (J. G. BALLARD / Gökdelen)