"Diyelim ki, hesapta uyanıksın ama dünyadan haberin yok...
Oysa dünya hızla üzerine geliyor...
Eski ezberlerinle idare edeceğini sanıyorsun...
Dikkatin çoktan dağıldı, merak duygun zayıf..."
2019 yılıydı.
Garip ama üzerimize doğru bir çığın yaklaştığı duygusu içimi iyice sarmıştı.
Ve köşemde yukarıdaki satırları yazmıştım.
Başlığı şöyleydi: "Gözünü açtın ama henüz uyanmadın!"
***
Geçen gece hem dijital, hem de el yazılı not defterlerimi karıştırdım.
Neyi nasıl yaşadığımı/ yaşadığımızı anlamak için ara ara yapıyorum bunu...
Bazen ürpertici bazen zihin açıcı bir tecrübedir, severim.
Eylül 2019'da mesela,
Tomris Uyar'ın "Yaza Yolculuk"undan şu notu düşmüşüm:
"Bizi düzeltse düzeltse, sahici bir karamsarlık düzeltir."
Benim için nasıl berbattı o eylül!
Neyse ki, düzeldi, düzelttim.
Hep karamsarlık ile kötümserlik karıştırılır. Oysa sahici karamsarlık derler toparlar insanı, kötüye karşı kalkanlarını güçlendirir.
***
İlk kapanma günleri...
Hani
"önümüzdeki kritik haftalar"ın bitmek bilmediği
günler...
Devletler panik içinde...
Otoparklar, spor salonları hastanelere çevriliyor.
Bir Amerikan karikatürünü saklamışım.
Bir adam, ötekine
"Bir gün ekonomi eski haline geri döner mi?" diye soruyor. Sağlık çalışanı görünümlü diğeri
"Boşver bunları" diyor,
"Sen Tiktok'taki danslarımızı izle!"
Hatırlıyor musunuz?
O günlerde bir merkezden bütün dünyaya sağlık çalışanlarının toplu dans görüntüleri yayılmaya başlamıştı.
Birden düşüp ölüveren insanların videolarını öyle unuttuk!
***
Nisan ortasında
Merkel çıkıp "Ekonomiyi aktif hale
getiriyoruz. Aşı bulunana
kadar virüsle yaşamayı öğrenmek
zorundayız" demiş. Onu
da not düşmüşüm.
Bugünden bakınca trajikomik...
Ekonomi bir türlü tam anlamıyla aktif olamadı.
Üstelik, aşı bulununca da
"virüsle yaşamayı" beceremedi Almanlar.
Dün bu satırları yazarken baktım...
Almanya'daki yeni vaka sayısı 65 bindi.
Aktif vaka sayısı 364 bin 400 ki, bu bir rekormuş.
Alman Sağlık Bakanı, "Yeni acılar yaşanabilir, alarm durumundayız" diyor.
***
2020 yaz sonlarına doğru...
Sosyal medyada
"Çabuk açıldık, kapanmalar sürsün, maskeler kat kat takılsın" diyenler hakkında
defterime şunu yazmışım:
"Ütopya sevgisi eski bir hikâyedir. Ama bir distopyanın böyle tutkuyla sevildiği görülmemiştir."