Son yaşadıklarımız...
Normal zamanlarda "Ne saçma, nasıl uyduruk işler bunlar" diyeceğimiz şeylerin toplumsal huzuru zorlayacak seviyede algılarla oynaması...
15 Haziran NATO Liderler Zirvesi sonrasında gerçekleşmesi muhtemel yeni "zihin bulandırma" operasyonları...
Hafife alıp, "Normal bunlar" deyip geçecek miyiz?
Oysa "normal" bir şey kalmadı!
Soruyu belki de futbol diliyle koymak daha anlamlı olacak: Türkiye ve onun bağımsızlık iradesi niye rakip kalede gol ararken kalesinde gol tehlikesi yaşıyor?
Savunmada hangi yönümüz zayıf?
Bu soruya doğru düzgün cevap vermek için son aylarda yaşadıklarımızdan dersler çıkarmamız gerekmiyor mu?
***
Bu çerçevede bir iki sorunlu noktanın altını çizmek istiyorum...***
İkincisi...***
Üçüncüsü...
Günümüz dünyasında "psikolojik harp" çok kritik bir öneme sahip.
Devletler için de, toplumlar için de galibiyet ve mağlubiyetleri psikolojik harplerin durumu belirliyor.
Esas cephe zihnimiz ve kalbimizdir.
Peki nerede yanlış yapıyoruz?
Ya psikolojik harbin kritik önemini görmezden geliyoruz ya da "Kervan yolda düzülür" diye düşünüyoruz.
Olmaz! Başımıza gelince tepki göstermek, ortalık karışınca çare bulmaktan vazgeçip psikolojik silahlarımızı teçhiz etmeliyiz.
***
NOT DEFTERİ
Ben kararsızlıktan hazzetmem, kuşkuyla iş görmeyi de mertliğe yakıştırmam. Gidiyorum, deseydin güle, gel helalleşelim diyecektim. (TARIK BUĞRA / Küçük Ağa)
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz