Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Dersler

Son yaşadıklarımız...
Normal zamanlarda "Ne saçma, nasıl uyduruk işler bunlar" diyeceğimiz şeylerin toplumsal huzuru zorlayacak seviyede algılarla oynaması...
15 Haziran NATO Liderler Zirvesi sonrasında gerçekleşmesi muhtemel yeni "zihin bulandırma" operasyonları...
Hafife alıp, "Normal bunlar" deyip geçecek miyiz?
Oysa "normal" bir şey kalmadı!
Soruyu belki de futbol diliyle koymak daha anlamlı olacak: Türkiye ve onun bağımsızlık iradesi niye rakip kalede gol ararken kalesinde gol tehlikesi yaşıyor?
Savunmada hangi yönümüz zayıf?
Bu soruya doğru düzgün cevap vermek için son aylarda yaşadıklarımızdan dersler çıkarmamız gerekmiyor mu?

***

Bu çerçevede bir iki sorunlu noktanın altını çizmek istiyorum...
Birincisi...
Yıllardır iktidar partisinin en üst seviyelerinden en alt seviyesine kadar hemen her kesiminde şunu gözlemledim. Sosyal medyayı küçümsüyorlar, bu yüzden de "sosyal" olanın (hele pandemi döneminde) tam da bu mecrada zuhur etmeye başladığını anlamadılar, anlamak istemediler, anlayamıyorlar.
Oysa toplumsal zihin ve huzura yönelik düşmanca saldırılar ya sosyal medyadan geliyor ya da sosyal medya yoluyla çoğaltılıyorlar. Sosyal medya elbette "her şey" değil ama çok "iş" gördüğünü şimdi anlamazsak, ne zaman anlayacağız?

***

İkincisi...
İktidarın iş yaptırdığı bürokrasi ile iktidara gönül veren halk arasındaki mesafe kapanmadı. Hatta son üç dört yılda mesafe açılmaya başladı.
Ne yazık ki, bürokrasi hâlâ tabiri caizse "bürokrasi partisi"ne çalışıyor.
Üstelik pek çok önemli kurumda AK Parti iktidarı hâlâ kendisinden hiç hazzetmeyen bürokrat/ memur kadrolarıyla çalışıyor.
Bürokrasinin bir başka önemli zaafı "milli" olmaktan çok "hemşerici, şucu, bucu" olmayı sürdürmesi...

***

Üçüncüsü...
Günümüz dünyasında "psikolojik harp" çok kritik bir öneme sahip.
Devletler için de, toplumlar için de galibiyet ve mağlubiyetleri psikolojik harplerin durumu belirliyor.
Esas cephe zihnimiz ve kalbimizdir.
Peki nerede yanlış yapıyoruz?
Ya psikolojik harbin kritik önemini görmezden geliyoruz ya da "Kervan yolda düzülür" diye düşünüyoruz.
Olmaz! Başımıza gelince tepki göstermek, ortalık karışınca çare bulmaktan vazgeçip psikolojik silahlarımızı teçhiz etmeliyiz.

***


NOT DEFTERİ
Ben kararsızlıktan hazzetmem, kuşkuyla iş görmeyi de mertliğe yakıştırmam. Gidiyorum, deseydin güle, gel helalleşelim diyecektim. (TARIK BUĞRA / Küçük Ağa)

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA