Film değil, dizi değil...
Heyecan olsun diye ortaya atılmış bir söylenti değil...
Uluslararası kuruluşların resmi rakamı...
Tamamen gerçek...
Her yıl 600 bin çocuk ailelerinden zorla, hırsızlıkla veya gönülsüz anlaşmayla alınıyor.
***
Bir dakika!
Geçen gün "
Batsın bu dünya" başlıklı yazımda
kayıp çocukları kastetmiştim.
Her yıl bir milyon çocuğun kaybolduğunu vurgulamıştım hani.
Bu söylediğim ise doğrudan kaçırılan ve ticareti yapılan çocukların sayısı.
Bu iş o kadar büyüdü ki...
Yoksul ülkelerde çoğu bebek için daha doğmadan anlaşma yapılıyor ve bebekler
binlerce kilometre uzakta, bambaşka
bir ülkedeki ailelere veriliyor.
***
Böyle bir dünya işte!
Çocukların, mutsuz bir dünyada hiç değilse çocuk oldukları için
"mutlu, mesut" oldukları hiç doğru değil.
Ailelerin bir güvenlik alanı olduğu ve çocukları koruduğu iddiası yaldızlı yalan...
Aileler artık "aile" falan değil, kaçan çocukların çoğu ailelerinden kaçıyor.
Ve gerçek şu...
Mültecilik, yoksulluk, ahlaki ve sosyal düzensizlik çocukları
uluslararası ticari meta haline getirmek
isteyen karanlık şebekelerin iştahını
kabartıyor.
Biz ise oturup hiç bunlar yaşanmıyormuş gibi kendimize yüzeysel sorunlar buluyor, onlarla oyalanıyoruz.
***
Tekrar tekrar yazmak istiyorum bu konuyu...
Çünkü
bu körlüğün hepimizi çürüttüğünü düşünüyorum.
Ve şunu da unutmayalım...
Mülteci çocuklara insan muamelesi yapmayan adamların kendi çocuklarına neler yapabileceklerini tartışmaktan kaçınmak ahlaksızlıktır.
***
Gözlerimiz aldanmaya dünden razı...
Aklımız bulanık...
"
Ah Avrupa, güzel Avrupa, sen çok yaşa!"
diye övgüler düzmeye
doyamayan tayfaya o Avrupa'da
her yıl 250 bin çocuğun kaybolduğunu ve birçoğunun akıbetinin bilinemediğini
söylüyorsunuz, size sosyal medyadan
küfrediyorlar.
İstanbul milletvekili, Avrupa Parlamenterler Meclisi üyesi Serap Yaşar'ın yakın zamanda
hazırlayıp Batı'nın yüzüne çarptığı
"Avrupa'da kayıp göçmen ve mülteci
çocuklar" raporunu okudum.
Türkiye'nin bu konudaki çabalarının ses getirdiğini bilmek güzel.
Lakin dünya çirkin.
Çok çirkin.
Bunu bilerek "
yürüme"ye ve düşünmeye başlamamız gerekiyor.