Birincisi, dışı büyük içi kof bir örgüt...
En keskin sorunların bile "derin dondurucu"da unutulmaya terk edildiği hantal bir uluslararası yapı...
Aslında beşten bile küçük...
ABD, Rusya ve Çin'in at koşturduğu, diğer ülkelerin nal topladığı bir "gösteri" sahnesi...
Anlamışsınızdır, Birleşmiş Milletler'den bahsediyorum.
***
Diğeri,
uluslararası çapta bir tefeci...
Sorarsan, 185 devletin üyesi bulunduğu "hayırsever" finans kuruluşudur.
Ama kapısına dayanan darda kalmış üyelerinin, yani borç (kredi) verdiği ülkelerin hem mali kaynaklarına hem de siyasi iradesine el koyar.
Uzun zamandır "
küreselci proje"nin aygıtı.
Bunu da "uluslararası mali işbirliği" kisvesi altında saklar.
IMF'yi anlatıyorum.
Yani
Uluslararası Para Fonu'nu...
***
Üçüncüsüne gelince...
Şu anda bütün projektörler onun üzerinde.
Sorarsanız, 1946'dan beri dünya sağlığının iplerini elinde tutuyor.
1
980'lerin ortasından bu yana dev ilaç şirketlerinin (Bigpharma)
oyuncağı...
Ama şu sıralarda bütün dünya bu örgütün başka bir yüzüyle tanışıyor; meğer
Çin Komünist Partisi'nin "
arka bahçesi"ymiş...
Evet, bildiniz; WHO, yani
Dünya Sağlık Örgütü.
Hani salgın çoktan Çin'in Hubei eyaletini sardığında "aman Çin'le ticaret ve seyahati kesmeyin" diye tavsiyelerde bulunan
DSÖ...
***
Birbirine bağlı bu üç örgütten niye söz ettiğimi merak ediyorsanız...
Olay şu...
Paranın sahipleri (küreselci proje ve irade) korona salgınının ardından ipleri ulus devletlerin ele geçirmesini istemiyorlar.
Küresel virüsün küresel çözüme kapı açma ihtimali iştahlarını kabartıyor.
O yüzden de Birleşmiş Milletler, IMF ve DSÖ'yü "
yeniden diriliş"e hazırlıyorlar.
Eski İngiltere Başbakanı Gordon Brown'ın "salgınla baş edebilmek için geçici bir küresel hükümet gerekiyor" açıklamasını yabana atmayın!
Anglosakson finans medyasında "IMF merkez bankalarının üzerinde uluslararası bir görev gücü olacak" cümleleri edilmeye başlandı.
Bizdeki muhalefetin kulağına "
tam zamanı, IMF için bastırın!" diye
fısıldamaları da bundan.
***
Küreselci merkez, Çin ve üç dev uluslararası örgüt...
Bunları yan yana yazmaya alışacağız önümüzdeki günlerde...
Çünkü 21. yüzyılın ikinci çeyreği
bu grup ile ulus devletlerin kavgasının sonucunda belirlenecek.