Yahu ne oluyoruz?
Külü alevlendirmede...
Kendi halimizde otururken birden bire celallenmeye...
Her topa kafa uzatıp kaş göz yarmakta...
Ve biraz amiyane olacak ama...
Her hıyarım var diyene tuzlukla koşmakta neden birbirimizle yarışır olduk?
***
Mesela
FETÖ konusunda zaten apaçık olan şeyleri karşılıklı itişme içinde konuşarak bulandırdığımızın farkında bile değiliz.
Pensilvanya'daki hain bile bile...
Sırf ortalık karışsın diye ortaya bir takım iddialar
atıyor ya...
Hemen medyasıyla, sosyal medyasıyla o iddiaların üzerine üşüşüyoruz.
Oysa adamlar için doğru diye bir şey yok.
Varlıkları
yalan/saptırma/örtme üzerine kurulmuş.
Nihayetinde oltaya gelmiş oluyoruz, bizi "dışardan" izleyen ve
kötülüğümüzü; ayrışmamızı, huzursuzlanmamızı isteyenler de el ovuşturuyor.
***
Çok dikkatli olmamız gerek.
Çünkü yeni
toplumsal memnuniyetsizlik noktaları oluşturuluyor ve eski yaralar
özellikle kurcalanıyor
Yok, kıyafetime karışma!
Yok, Anıtkabir arazisi imara mı açılıyor?
Yok, heykel!
Hepsi sakız gibi çekile çekile uzatılıyor.
Hele sosyal medya felaket. Orada "
tezgaha gelme"nin şahikası yazılıyor.
Ve işin ilginci...
Bütün bu sersemlikleri sabah akşam "ben çok zekiyim" diye kendini pohpohlayan yeni kuşaklar pek seviyor.
***
Yetmiyor, bir bakıyorsunuz...
Asla ayaküstü konuşulmayacak, televizyonlarda çar çur edilmeyecek, ağız dalaşına gelmeyecek ilahiyat konuları münazara
malzemesi olmuş.
Münazara dediğin, fikir tartışması falan değil. Bildiğimiz maç!
İmanın, fikrin, düşüncenin maçı olur mu?
Maksat seyirciler tribünleri doldursun, taraftarlar oluşsun.
Sonuç?
Dikkatimiz dağılıyor.
Direncimiz kırılıyor.
Sokaktaki insanın tabii dayanışması şüpheye itiliyor.
Ağızlarda kekremsi bir tat, ruhlarda endişe tohumlandırılıyor.
***
Tabii bütün bunlar olurken de bilmem farkında mıyız,
FETÖ mücadelesi ikinci plana itiliveriyor.
Hem de nasıl bir dünyada?
Sular iyice ısınırken...
Türkiye'nin düşmanları kol kola vermişken...
İşte bu olmaz!
Bu dünyayı, bu saldırıyı böyle diken üstünde ve "
tepe sersemi" bir halde karşılayamayız.
Hani biraz sakin olsak...
Sosyal medyanın gazlarına biraz daha mesafeli yaklaşsak...
Belki o kadarı bile yeter!