Geçen gün tarihçi dostum Barış Ertem'le laflıyoruz...
Konu Navaz Şerif'in yargı darbesiyle düşürülüşü.
İngiltere'ye "sen aradan çekil" mesajı; Çin'in İpek Yolu projesine çelme, vd.
Fakat aynı anda dijital medyaya başka ilginç haberler yağmaya başlıyor.
Mesela ABD Pasifik Donanması Komutanı her nasılsa "Trump emir verirse, kısa sürede Çin'e nükleer müdahalede bulunmaya hazır oluruz" diyor. (Sonra donanma sözcüsü işi toparlamaya çalıştı ama laf ağızdan çıkmış, dünya kulak kabartmıştı.)
Yetmiyormuş gibi...
Birleşik Krallık (İngiltere) da inşa etmekte olduğu uçak gemilerini Güney Çin Denizi'ne göndereceğini açıklıyor.
Barış'a ne diyorsun diye soruyorum.
Eh, diyor; hemen şu sıralarda Kuzey Kore bir füze denemesi daha yapar.
Üzerinden iki saat bile geçmeden haber geliyor: K. Kore en uzun menzilli füze denemesini başarıyla tamamlıyor.
Yani olaylar artık çok hızlı gelişiyor, bağlantılar açıkta seyrediyor.
İyi de bütün bunların sonunda ne olacak?
***
Belki tam bu noktada bir parantez açmam gerek...
Çünkü parçaları peş peşe koyunca belki absürt fakat aynı zamanda net bir tablo ortaya çıkıyor.
İnsan ister istemez soruyor:
Bu Kim Jong bir android mi? Uzaktan kumandalı olabilir mi?
İtiraf edelim ki...
K. Kore, yıllar boyunca vaktini bir saatli bomba gibi bekleyen
kurgu bir devleti andırıyor.
Tabii iki binli yılların başlarında Sydney'de bir uluslararası toplantıda
Kissinger'in bir gazetecinin "Üçüncü Dünya Savaşı çıkar mı?" sorusuna "kesin" cevabını verip
tetikleyicinin Kuzey Kore olacağını söylemesi de aklıma gelmiyor değil.
***
Gelin, şimdi de Çin'in yükselişini durdurması için "
derin ABD/Pentagon" tarafından iktidara gelişi desteklenen
Trump'ın 30 Temmuz tarihli tvitini hatırlayalım...
Tvit şöyleydi: "Çin beni büyük bir hayal kırıklığına uğrattı. Geçmişteki sersem liderlerimiz Çin'le ticaret yaparak milyarlarca dolar kazandırdılar. Ama Çin K. Kore'yi durdurmak için hiçbir şey yapmadı."
Aslında olup bitenleri biraz takip eden bir lise öğrencisi bile bu cümlelerdeki (ve elbette Trump'ın seçim vaatleri de dahil bütün politikasındaki) esas derdin Çin olduğunu bilir.
O halde burada
Kuzey Kore'nin işi, misyonu, rolü ne?
Deli adam, tuhaf millet deyip geçecek miyiz?
Hepsi gerçek mi, yoksa bir film mi çevriliyor?