Hani siyaset ve medya atmosferini bilmeseniz...
"Ne oluyor yahu, yoksa kaçırdığım bir şey mi var?" diye telaşa kapılırsınız...
Ama malum...
Her şey gözlerimizin önünde oluyor.
Biliyoruz.
Dünya sisteminin merkezi, İstanbul sermayesi, eski ana akım medya ve kişisel rahatını bozmadan iktidarı değiştirme yollarını arayan sosyal kesimler gönüllerini çoktan koalisyon fikrine kaptırdılar.
"Vakit tamamdır, AK Parti'nin de kıvama gelmesi yakındır" kafasındalar.
Eh, sermaye tarafından teçhizatlandırılmış muhafazakâr tuzluklar da hazır ve nazırsa...
Koalisyon için çalışmaları derinleştirme zamanı gelmiştir, diye düşünmeleri normal sayılmalı.
***
Son tabloya bir bakın...
Birdenbire muhafazakâr ekranlarda
CHP tabanına gönderilen sevgi mesajları...
Neymiş, "Ah şu eski siyaset elitleri ve CHP yöneticileri olmasa, taban çok değişmiş, harikaymış!"
Rüya mı görüyorlar? Yoksa inceden hesaplara dayanan hayaller mi kuruyorlar?
Derken kampanyalar, çağrılar...
Memleket için
herkes uzlaşmalıymış, gerilimi azaltmak gerekirmiş...
Kimlerle? Paralel kuklası olanlarla da mı? HDP'nin şahinleriyle de mi? Sermayenin halk düşmanlığıyla sivrilmiş kesimleriyle de mi? Şaka mısınız arkadaş!
***
Söylenecek çok söz var.
Sert sözler...
Fakat şimdilik duruyorum.
Bu arada iyi niyet ve samimiyetle toplumsal gerilimi dindirmeye çalışan
dostların gönüllerini kırmak istemiyorum.
Belli ki, seçimden sonra da "
koalisyon güçleri"yle çok işimiz olacak!
Tamam! Koalisyon bir alternatiftir.
Fakat bazılarının yutturmaya çalıştığı gibi demokratik bir çözüm değil,
demokratik bir mecburiyettir.
Peki ne zaman?
Tabii ki, seçimden sonra ve ihtiyaç hasıl olduğunda...
Haydi CHP'lileri anlarım.
Başka bir "
çıkış"ları; başka bir
siyasi gelecekleri yok!
Ama Erdoğan'ı destekliyor görünüp koalisyon inşaatı için zemin çalışmalarına şimdiden başlayanlara
şüpheyle yaklaşıyorum.
Bu kadar açık!
Kaldı ki, çocuk muyuz?
Malum kesimlerin koalisyon pazarlamasının tamamen
Cumhurbaşkanı'nı pasif alana itme hedefine odaklandığını görmememiz mümkün mü!