Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Hani sevinç?..

Demlik tatlı tatlı fokurduyor...
Akşamın lacivert örtüsü gökyüzünü boydan boya kaplıyor. Hava açık.
Yıldızlar parıldamaya başladı bile.
Birazdan dostlar gelecek. Belki gelirken lorlu kurabiye de getirirler.
Şu sıralarda akıp giden günlerin sürekli başımızdan aşağı boca ettiği acılara kırgınız.
Acılar iyice bastırdığında biraz ilerde sıra sıra dizilmiş ağaçlara bakıyorum. Ağaçlar, bizimkinden çok farklı bir zaman ölçüsünün hikmetine uyarak büyüyorlar ve ne çok şey anlatıyorlar bize!
Arkada minicik bir sakız ağacı dikili. Düşünüyorum da, onun ömrünün ne kadar azına tanık olacağız. O ne çok insan ömrüne şahit olacak.
Yıldızlara, ağaçlara, evlerin damlarına, ışıklı pencerelere baktıkça...
İçimde çok güzel bir duygu serpiliyor. Sevinç.
Şükür yani!
Lütfun farkındalığı ve coşkusu.
Sükûnet ve neşenin eşsiz beraberliği.

Eh, insanım. Huysuzum, huzursuzum.
Bozulur bu duygu da elbet. Bozuluyor.
Nihayetinde acılar, hayal kırıklıkları, itişip kakışmalar, koşturmalar, bizi hapseden rutinler dünyası bu.
Ama şu an, ne güzel! Ne iyi!
Şu anı neden reddetmeli?

***

Sevinç üzerine sık yazıyorum. Yazacağım.
Neden?
Çünkü biliyorum, nasıl olmuşsa olmuş sevinç duygusuyla aramız bozulmuş.
Belki birbirimizle aramızın bu kadar bozuk olması da bundan.

Seviyoruz da sevindiremiyoruz. Seviliyoruz da sevinemiyoruz.
Durmadan sevmekten söz ediyoruz ama sevinçten ürküyor, utanıyor, kaçıyoruz sanki.
Sevgimiz ya ödül, ya da ceza gibi.
Sevilmek için etrafa dağıttığımız küçük rüşvetlere sevgi diyoruz.
Sonuç olarak da, sevincin ne olduğunu bilmiyoruz.
Sevinç duygusunu acıyı görmezden gelmek ve hoplayıp zıplamak sanmaya ne zaman başladık?
Gerginlik içinde eğlenmeye çalışmayı saf neşeyle karıştırma yanlışına nasıl düştük?
Şair haklıdır; "hüzün ki, en çok yakışandır bize!"
Fakat kabul edelim ki, en çok ihtiyacımız olan duygu da sevinçtir.
Yani bir yandan kalbimizi çarptırırken, öte yandan da zihnimizi yatıştıran; düşmüşken yerden kaldıran, kırılmışken yapıştıran o güzel coşku hali...
(NOT: Dikkatli okurlara bu yazı tanıdık gelmiştir... Düşündüm de, bayramlar sevinç günleridir. O halde sevinç konusunu yeniden ele almanın zamanıdır. İşte o yüzden 2012'de çıkan bir yazımı küçük dokunuşlarla yenileyip köşeme aldım.)

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA