Diyorsun ki...
Bu kadar sertleşmesek...
Biraz da uzlaşsak, anlaşsak, anlasak birbirimizi...
İyi olmaz mı? Olur!
Ama seninle aynı siyasi görüşü paylaşmıyor diye toplumun yarısını ahlaksızlıkla suçlayacak kadar kendini kaybeden sensin...
Erdoğan'dan kurtulmak uğruna "iç savaş" duasına çıkacak kadar çirkinleşen de sensin...
Ne zaman, seni kendi haline bırakıp ne halin varsa gör, desek...
Hemen uğursuz işler çevirmeye başlıyorsun.
Teröre terör, kötülüğe kötülük, yalana yalan diyememen bir yana...
Durmadan ve hiç utanmadan yalanlar üretiyorsun.
Varlığın yalan oldu artık!
Millet bunları görmez, anlamaz mı sanıyorsun?
Ama tabii her fırsatta millete saydırıp duran da sensin zaten: Cahiller, bidon kafalılar, göbeğini kaşıyan sersemler vs.
Şimdi hayatın darbelerine karşı korunaklı mekânlarında kahveni keyifle yudumlarken bir yandan da "çok kutuplaştık amaaa!" diye sızlanmanın ne manası var?
***
Şaşkın olsan, geçer.
Uykuda olsan, elbet bir gün uyanırsın.
Fakat kötülüğünün ve nefretinin kaynakları apaçık!
Uzlaşmaktan bahsediyorsun ya...
Nefretle, yalanla, sınıfsal kibirle uzlaşılamaz ki!
Zaten sen de istiyorsun ki...
Millet sessizce çekilip ortalığı yine sizin tayfaya bıraksın.
İstiyorsun ki...
Parayı, iktidarı ve kültürü yine gönlünüze göre hortumlayın.
İstiyorsun ki...
Beş para etmeyen tarih ezberlerine, coğrafya korkularına ve Batı karşısında paçalarından akan kültürel ezikliğine kimse dokunmasın.
Oysa bitti o dönem!
Artık
Kürtleri kışkırtmaya kalkışını, Merkel'e yaltaklanışını, Esad'la ittifakını bilip anlamayan kalmadı.
Giden gencecik canları umursamayıp kırılan iki camı dünyaya pazarlamaya kalkışmandaki "
satışı" fark etmeyen var mı?
***
7 Haziran sevincinin tekrarını da bekleme hiç!
Gelecek seçimlerin sonuçları da nasıl olursa olsun şu hakikat değişmeyecek...
Köprüsüne, otoyoluna, havaalanına, evine barkına küfredenle...
Dinine imanına burun kıvıranla...
Sosyal medyaya "
şimdi ihtiyacımız olan ağaçları kurtarıp cahilleri soykırıma uğratmak" yazan psikopat okumuşlarla...
Bu millet asla uzlaşmaz.