Üç yıl önceydi.
20 yaşındaki Adam Lanza ilkokul binasından içeri girdi. Yarı otomatik silahını ateşlemeye başladı. Altı okul görevlisi ve yirmi çocuk öldü. Okul polis tarafından sarılınca Lanza silahını başına dayayıp intihar etti.
Okula gelmeden önce genç adamın annesini de öldürdüğü anlaşıldı.
ABD Başkanı Obama katliamın hemen ardından Sandy Hook İlkokulu'nu ziyaret etti. Perişan haldeki velilere başsağlığı diledi, üzüntülerini paylaştı.
Çok keyifsizdi. Hatta suçluluk duygusu içindeydi. Ateşli Silahlar Yasası konusunda ilerleme kaydedememişti.
Sonra dışarı çıktı. Gazeteciler "Başkan, lütfen, tek bir fotoğraf!" diye bağırdılar.
Obama bir an tereddüt geçirdi, sonra "American cheese" denilen biçimde gülümsedi ve flaşlar çaktı.
Çünkü günümüzde poz vermek, gülümsemekti.
Böylece sıkıntılar, dertler, problemler birer birer ve zarafetle örtülüyor, Amerika dimdik ayakta duruyordu.
Ve artık poz her şey, gerçekler hiçbir şeydi!
***
Ben kendi adıma...
İyiden iyiye vitrine çıkartılmış
nezaketten, sürekli üzerine vurgu yapılan
iyimserlikten, göze batan
sakinlikten de huylanıyorum.
Bu haller de tıpkı "American cheese" gülümseyişi gibi (ben buna artık "facebook mutluluk sırıtışı" demekten yanayım!)
bir tür poz.
Gerçeği örten, bakanı kandıran, zihindeki tilkileri saklayan
bir maske.
Ne yalan söyleyeyim, Haluk Koç gibi bazı CHP'lilerde başlayan "
cicilik" tavrı bende bu etkiyi yaratıyor.
Seçimden hemen önce başlayan ve sanırım önümüzdeki hafta cuma gününe kadar sürecek olan
Kılıçdaroğlu neşesi de böyle değerlendirilebilir.
Kılıçdaroğlu'nun bazı oda ve işçi temsilcilerini ağırladığı toplantının görüntülerine baktım.
Aman, aman! O ne hafiflik, ne neşe!
Ama öğreniyoruz ki, "
bence koalisyon olmaz" demiş.
Yani "biz çok makulüz, istiyoruz ama Erdoğan izin vermez" demek istiyor!
***
Bu oltaya kimler takılıyor, dersiniz.
Söyleyeyim...
Kendi hayatını da sürekli poz vererek geçiren ve
pozlarını bir süre sonra hakikatin ta kendisi sanan beyazlar!
Bereket ki, halkın çoğunluğu öfkeyi de, sükûneti de saf haliyle seviyor;
coşkun gülümsemelere değil, hakiki içtenliğe inanıyor.