Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Onlar gidiyor halk geliyor!

Tekrar tekrar yazmak zorunda kalıyorum: Bir tür kolektif çılgınlıkla karşı karşıyayız.
Eski yönetici sınıfın; seçkinci-seküler kesimlerin ruh halinden söz ediyorum.
Dış desteği geniş, içerdeki kültürel dinamikleri derin, sermaye kaynağı güçlü bir endişe, öfkeden köpürme, şiddetli sabırsızlık ve hezeyan içindeler.
Nereye saldıracaklarını bilemiyorlar.
Halka "cahil" diye, "sürü" diye hakaret etmenin çıkar yol olmadığını biliyorlar ama alışkanlıklar kolay terk edilemiyor.
"Çıldırdılar" dediğimde belki inanmıyorsunuz ama yerel seçim sonuçlarını "AK Parti'nin rakamlara yansımayan hakiki oy oranı düştü" gibi garip tezler uyduranlara bakın, durumu anlarsınız.
O yüzden sık sık yazıyorum...
Aralarından bir iki feraset sahibi çıkar da, "durup azıcık düşünelim yahu!"der diye...
Çünkü kolektif çılgınlıklar toplum için yeni acıların tetikçisidir. Tehlikelidir.
O yüzden değişime mutlak biçimde direnmek yerine demokratik alternatifler bulmak gerekir.

***

Uykularını kaçıran yeni soru şu: Acaba Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasını önlemenin yolu var mıdır?
Tarhan Erdem
'in dahi Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığına doğru yürüyüşünü "felakete gidiş" olarak yorumlaması boşuna değil.
Oysa 2010 öncesinde olsaydık...
Yani Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini düzenleyen kanun meclisten geçmeden önce...
Bunu hoş ihtimal olarak değerlendirirlerdi.
Özal ve ANAP örneğindeki gibi hani...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'la partisinin arasında bir mesafe oluşur; hem iktidar hem de Cumhurbaşkanı yetki tartışmaları, yeni hükümet kompozisyonları ve medya kampanyaları arasında hırpalanır diye hayal kurarlardı.
Fakat şimdi biliyorlar ki, tercih hakkı oligarşik ayak oyunları dünyasından alınıp kanun yoluyla halka verilince iş değişiyor.
Geri dönüşü olmayan bir yol açılıyor.
Eh, normal! Halk buna "nihayet milletin egemenliği" diyecek, onlarsa felaket!
Bazen düşünüyorum da, eski siyaset sınıfı şimdi kendini jiletlese yeridir.
Ağlaşmaları parlamentoya her şeyin üstünde değer verdikleri için değil. Yalan bu!
Siyasi kulisler yoluyla meclis üzerinde operasyon yapabilmelerine imkân verdiği için "son kale" olarak gördükleri Cumhurbaşkanı seçimi modeli tarihe karışacak diye dertleniyorlar.
Anlayacağınız, demokrasi tarihimiz bakımından büyük bir dönüşümün eşiğindeyiz.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA