Yenilenmeye takatimiz yok! Değişmenin gereğine inanıyoruz ama değişemiyoruz. En küçük iyilikler ve en sıradan güzellikler için bile tembeliz. Bizim beceremediğimiz bir şeyi metafiziğini çoktan kaybetmiş, fiziğini rakamların cilvesine terk etmiş takvimler nasıl becersin!
***
Hâlâ
Hamlet gibi kuşkularımız bizi felç ediyor... Birileri "yakında kral olacağımızı" fısıldamayıversin, hâlâ
Macbeth gibi iktidar hırsı sarıyor içimizi... Hâlâ aşkımız da, kıskançlığımız da
Othello kadar sersemce ve trajik! Bu açıdan bakarsak, değil yılların, yüzyılların geçtiği bile yalan! Dekor ve mizansen değişiyor sadece. Sizi bilmem ama ben buna "
değişim" demem; gelişim veya ilerleme hiç demem!
***
Bitkiler, hayvanlar, taşlar, sular, galaksiler ve parçacıklar için
zaman, insanlar için
vakit var. O halde saatler ve takvimle böyle uzun uzadıya oynayıp oyalanmak nedendir!
***
Hiçbir din insana akreple yelkovanın koşturmacasını bir gerçeklik olarak ima etmez.
Hiçbir hikmet geleneği hızla akan, ölçülü, biçili ve sınırları keskin bir zaman algısını hoş görmez. Onlar "
asr"dan (yani bir bakmışsın, ikindi kadar kısa, bir bakmışsın yüzyıl kadar uzun zaman dilimi) veya "
dehr"den (uzun dönemler), "
vakt"ten (bir eylem için gereken ve uygun belli bir zaman) ve elbette "
ecel" ve "
kıyamet"ten söz ederler.
***
Biliyoruz , her gün yaşıyoruz: İnsan saat yapmaya çalışarak başına bela almıştır.
***
Şu bildiğimiz "
an" var ya, onu yaşayamayız. Çünkü ya biraz önce geçip gitmiştir ya da bir türlü gelmemiştir! O yüzden işte, kafasını "
anı yaşamak" trendine takmış kim varsa, çok mutsuz.
***
"
Ben anı yaşıyorum" diyenlere bakıyorum. Geçmişi unutmayı seçmişler ve geleceğin üzerlerine yüklediği sorumlulukları boşvermişler. Bunu doğru bir davranış ve güzel bir
deneyim sanıyorlar. Gülünç ve aynı zamanda acıklı.
***
Kadim bilgeliklerin kavramları hiç durup derinliğine düşünmeden günümüzün "
mutluluk kültürü"ne devşirilmeye çalışınca böyle oluyor. "Zamanın ne içinde, ne de dışında fakat upuzun yekpare bir anda"
aşka kapılmakla, bizim modern "
carpe diem"in ne ilgisi var! Yok!
***
Yeni bir yıl olmayacak! Yine de yılbaşıları bir
adak töreni gibi düşünebiliriz. Var mısınız, eski "
ben"lerinizi kurban etmeye!