Gecenin çok geç vakti.. Artık yatmak gerek. Ama rüzgâr dinmiş. Yıldızlar muhteşem.
Biraz daha tadını çıkartmalı gecenin...
Kırevi'nin terasında oturuyoruz. Biraz Chopin, biraz yeni sulanmış sardunyaların baharatlı kokusu!
İyiyiz. Güzeliz!
Fakat mutfakta domatesli pilav olduğu bilgisi bir anda bütün zihnimi kurcalamaya başlıyor.
Bir tatlı tabağına iki kaşık pilav koyup masaya oturuyorum ki...
Kırevi'nin kedisi Eylül durur mu hiç! Derhal guruldayarak kucağıma atlıyor.
Epeydir Alaçatı'ya uğramamıştım ya...
Eylül'ü özlemişim. Tüylerini okşuyorum. O da pilavdan tatmak istiyor. Oysa domatesi hiç yiyemez, ağzına bile sürmez!
Ona küçük pilav topakları uzatıyorum elimle. Bütün bedeni hoşnutluktan titrerken midesine indiriyor.
Halimize bakıyorum...
Hiç uzatmaya, dolambaçlı yollara sapmaya gerek yok! Şu an "mutluluğun resmi" çıkar bizden!