Münir Ramazan'la işimiz daha bitmedi.
Dün Münir Ramazan Aktolga'nın anılarından sözediyorduk...
Şu satırları okuyalım:
"Osmanlı Devleti 1923'ten sonra da Türkiye Cumhuriyeti adı altında bir Osmanlı Cumhuriyeti olarak yaşamaya devam etmiştir." Çünkü Osmanlı'nın da cumhuriyetin de hâkim sınıfı, aristokrasisi olmayan ülkede onun yerini tutan bürokrasiydi.
Halk bu sınıfa 1950, 1965 ve 1983'te karşı çıkmış, 2002'de kazanmıştır.
Siyasi mücadele, çevrenin merkeze karşı, Anadolu sermayesinin İstanbul sermayesine karşı, halkın bürokrasiye karşı verdiği mücadeledir. "Atatürkçüdinci" karşıtlığı bunun üstyapı kılıfıdır.
Sizi yanıltmasın.
Münir Ramazan diyor ki:
"Cumhuriyet adı altında hâlâ varlığını sürdüren Osmanlı artığı devlet sınıfına karşı Anadolu burjuvazisinin başını çektiği çevre unsurlarının bir sınıf mücadelesinde, kimin ilerici kimin gerici olduğu tartışmalı hale gelecekti..." İdris Küçükömer de öyle diyordu, biz de yıllardır öyle diyoruz.
İşin "maddi temeli" budur, buna kültür mücadelesi kılıfı giydirilmiştir.
Münir Ramazan şu soruları da soruyor:
"Ortada bir ulus olmadan nasıl olmuştur da bir burjuva devrimi olmuştur?
'Batılılaşıyoruz', 'Türklük bilinci', 'Türk ulusu yaratıyoruz' falan derken, kendi kültürüne-benliğine yabancılaşmış, ne olduğu belirsiz, halka karşı olmayı bir kimlik olarak tanımlayan devşirme bir kitle mi yaratılmıştı acaba?"
***
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
İyi de Münir kardeşim, bütün bunları görmek için ille eline silah almak, ya ölmek ya öldürmek, işkencelere uğramak, yıllarca hapis yatmak, sürgüne gitmek mi gerekiyordu?
Biz bunları daha o zamandan biliyorduk.
Çünkü İdris Küçükömer, Şerif Mardin, Kemal Tahir ve Tahir Alangu'dan feyiz alıyorduk.
Sizin yaptığınız hataları niçin yapmadık sanırsın?
Daha 1971 yılında bana sorsaydın söylerdim. Sizlere yazık değil midir?
***
SUYU NASIL ÇIKARILIR
Cumhurbaşkanımız Türk uzay yolcusunun "adını değiştirmeyi" önermedi, Ahmet'i Mehmet yapalım demedi, "astronot, kozmonot" gibi tanımlara Türkçe karşılık istedi, yani özel isim değil cins isim arayışında...
Oysa şu buluşlara bakınız:
"Cacabey, Ali Kuşçu, Fezai, Aybars, Turist Ömer..."
Buna karşılık "Fezanot, Türkonot, Evrengez, Gökmen, Gökadam, Gökoğlu, Gökçeri, Fezagezen..."
Bakalım akıl tutulması nereye kadar gidecek?