Reklamcılıkta şöyle bir kural vardır: "Bir ayağın yere sağlam basacak, öbür ayağınla istediğin kadar uçabilirsin."
Örneğin "haziranda erken seçim olacak" dersen, olmayınca madara olursun.
Ar damarın çatladıysa gerçi aldırmazsın ama...
Sana yalakalık eden gazeteciler de "bizi kandırdı" diye hesabını sormazlar nasılsa...
"Dolar on lira olacak" demeden önce, olmayabileceğini de düşüneceksin.
FETÖ'nün talimatıyla "2020 yılında kan oluk oluk akacak" diye savuruyorsan, takvimlerin günün birinde 2021'i de göstereceğini unutmayacaksın. Gelecek de bir gün gelir.
"Ben koronavirüsü kastetmiştim" deyip kaçmayı deneyebilirsin ama orada kan çıkmıyor.
Atıyorsan destekli atacaksın.
Gezi ayaklanması patlak verip iş büyüdüğünde "bu hareket bir siyasi partiye dönüşecek ve Tayyip Erdoğan'ı devirecek" diye fetva veren allameler vardı.
Boşver, nasıl olsa unutuluyor...
Herif yirmi yıldır "bu sefer tamam" diye inliyor.
Halk bilinçlenmiş, Tayyip Erdoğan bu sefer gidiyormuş.
Nasıl olsa onun müşteriliğini yapan salakta "sen bizi kandırıyorsun, artık seni okumayacağım" diyecek ciğer yok.
***
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Fenerbahçe-Galatasaray maçından önce, gelenek olmuş, alakasız insanlara "maç tahminleri" soruldu.
***
Haydi magazin arslanları, şimdi sıra, Mustafa Muhammed'i Eyüp Sultan'a götürüp namaz kıldırmakta ve de şampiyonluk adağı adatmakta...