Türkiye'nin nüfusu açıklanmış: 83 milyon 614 bin 362 kişi...
E zaten biliyorduk. 83 diye yuvarlıyorduk.
Burada ilginç olan, İstanbul'un 56 bin kişi azalması.
Büyük şehirden kaçış... Ama köye dönüş değil. Kocası para kazanan Kezban "daha sakin kıyı beldelerine" gidiyor. Önemli bir rakam da değil, oran da değil ama.
Daha da ilginç olan, köylü nüfusun azalması.
İl ve ilçe merkezlerinde yaşayanların oranı yüzde 93, köylerde yaşayanların yüzde 7 olmuş.
Köyler hızla çözülüyor, boşalıyor, bu durumda "pandemiden korunmak için köye dönüşü özendirelim" türünden boş laflar nereye gidiyor?
Köylülük de çözülüyor ama sağlıklı sanayileşme tarafından "soğurulamadığı" için işçiye değil, lumpene dönüşüyorlar.
"Köy Enstitüleri yeniden açılsın" diyen dıngılların gıdılarından öperim.
Köylüyü köyünde tutmak, büyük şehirlere göç etmesini önlemek, onu CHP diktasının kırsalda gözü kulağı yapmak amacıyla kurulmuş enstitüleri bakalım artık nerelerde açarlar?
Varoşları tavsiye ederim.
Özellikle İstanbul'u çepeçevre kuşatmış ve gırtlağını sıkmakta olan lumpen semtlerinde enstitüler açsınlar.
Onlara Mozart dinlemeyi ya da Sophokles okumayı değil (o sonraki iş), oturmayı kalkmayı, karşıdan karşıya geçmeyi, birbirine bıçak çekmemeyi ve ayrıldığı kadını öldürmemeyi öğretsinler.
Kendileri biliyorlarsa tabii.

***

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

KAÇINCI BUÇUK?

Meral Hanım, Tayyip Erdoğan'ın yeni anayasa önerisini çözmüş.
"Burada bir yeni anayasa kavramı var" demiş.
Ferasetine kurban oluruz.
Başka bir şey daha demiş:
"Sıfırdan anayasa yapmak gibi bir iddiaysa, o zaman İkinci Cumhuriyet'in kuruluşu anlamını taşır"...
Demek ki Meral Hanım'a sorarsanız, her anayasa değiştiğinde cumhuriyetin numarası da değişir, Fransa'da olduğu gibi.
Ağzına sağlık. Biz de öyle demiştik de küfür yemiştik.
Yani bu duruma göre 1961'de ikinci cumhuriyet, 1980'de üçüncü cumhuriyet kurulmuş olur. Şimdi de dördüncüsü yolda gibi görünür, eğer 2018 sayılmıyorsa.
Ama bürokrasi bu numara işinden öcü gibi korkuyor.
Yıktıklarının yıkılmış gibi görünmesini istemiyorlar.
Peki, Meral Hanım'ın istediği parlamenter sisteme dönülürse o kaçıncı olacak?
Bu bir dönüş değil, güçlendirme teranesiyle güya yepyeni olacakmış da o bakımdan sorduk.
Yoksa bu cumhuriyetlerin "buçuklusu" da mı vardır?

***

YÜRRÜÜÜ

"2016'daki darbe girişiminde ABD'nin hiçbir dahli bulunmamaktadır."
Ned Price, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü