Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Gündem dediğin böyle değiştirilir

Cumhurbaşkanımızın bu alanda çok usta olduğu, gündem değiştirmeye çalışan bazı küçük insanların da nal toplayarak geldikleri bilinir.
Şimdi de bomba gibi bir "yeni anayasa" teklifi attı ortaya.
Bu elbette muhalefetin temcit pilavı gibi koyup kaldırdığı "parlamenter sisteme dönüş" olmayacaktır.
Başkanlık sisteminin bir anlamda "konsolidasyonu" olacaktır.
Her hâl-ü kârda, bu yeni anayasada "cumhurbaşkanlığı yemin metninin" değiştirilmesi şarttır.
Eski sistemin her türlü kalıntısı temizlenmek zorundadır...
Cumhurbaşkanımız çok haklı olarak bugünkü anayasayı (bazı maddeleri birçok kere değiştirilmiş de olsa) "darbe yasası'" olarak niteliyor, acaba darbenin ürünü olan YÖK ve doksanlı yıllarda politikacıların halt yemesi olan RTÜK de kalkacak mıdır? Yoksa şekil mi değiştirecektir?
Cumhurbaşkanının "bir üçün kere adaylığını koyma yasağı" kalacak mıdır, ortadan kalkacak mıdır?
"Olamaz öyle şey" diyenlere Franklin D. Roosevelt'in üst üste dört kere seçilmiş olduğunu hatırlatırım, 1932, 1936, 1940 ve 1944 yıllarında... Hani her mamayı Amerikan kaşığıyla yemeyi seviyordunuz?
Acaba, "yüzde 50 artı 1" barajı da kalkar ve "tek turda salt çoğunluk" mu aranır?
Attila İlhan'ın demiş olduğu gibi, hadi şimdi tartışın.

***

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

BİR YAŞIMA DAHA BASTIM

Hem gerçek anlamda, hem mecazi anlamda...
69 bitti, 70'e girdim.
Bazı basın kaşalotlarına göre "süt kuzusu" sayılırım tabii.
Bir de, beni çok şaşırtan bir haber okudum.
VTG diye bir hareket varmış, memlekette kolunu sallasan harekete değiyor: Vatandaşlık Temel Geliri Hareketi...
Ekonomik forum sanırsınız ama bu bir siyasi oluşum.
Altı yılda yüzlerce toplantı yapmışlar da haberimiz olmamış.
Şimdi gene bir toplantı düzenlemişler, bütün siyasi partileri davet etmişler.
104 parti var, 80 kadarına "ulaşamamışlar"... 11'i gelmiş, 5'i de mazeret bildirmiş.
Gelenler arasında neler var neler, Bağımsız Cumhuriyet Partisi, Kadın Partisi (vallahi o da var!)... Sol Parti, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, Yenilik Partisi... Dolunay Partisi'nin tüzel kişiliği ortadan kalkmamış olsaydı o da katılırdı...
Üç saat tartışmışlar, tartışma "birşeyler yapmalı" noktasında düğümlenmiş.
Hayırlısı olsun.
Rahmetli Kemal Sunal da Basın-Yayın Okulu'nda bir tez hazırlıyordu, tezin konusu "Kemal Sunal filmleri".... Rahmetlinin uzun çalışmalar sonunda elde ettiği bulgu şu olmuştu: "Bu konu araştırılmalıdır!"
Fıkra gibi ama gerçek.
Beni şaşırtan Doğru Parti diye bir parti oldu, bunun adına katılan da sevgili kardeşim Meriç Köyatası!
DP, DYP'nin Z takımı olsa gerek.
Demek ki "mutlu ve huzurlu bir emeklilik hayatı" bir edebiyattan ibaret...
İnsanlar rahat duramıyorlar.
Sözlüklerinde "bir köşeye çekilmek" kavramı yok.
Abesle iştigal bile iyi kötü bir meşgale sayılıyor olmalı.
Rahat duramayanlardan Emrehan Halıcı'nın Elektronik Parti'si vardı, keşke sevgili Meriç oraya girse...
Siyaset yapamasalar da birlikte müzik yaparlar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA