Sonra kendini savunmak zorunda kalırsın, ben onu öyle demek istemedim, şunu demek istedim...
Ya da "ihvanın" senin adına seni savunmak zorunda kalır.
Emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un pek de öyle "sivil yönetim aşığı" bir adam olmadığı bilinir.
Savcılara "şunu araştır, bunu araştırma" diye emir vermekten hoşlandığı da...
Bir süre önce "askeri vesayet yerine sivil vesayet kuruldu" demişti de, biz de "elbette öyle olacak paşam" demiştik hani...
Başbuğ'un bu yönetimden hoşnut olduğu da herhalde hiç söylenemez.
Onu FETÖ'nün elinden kurtarmış olsa bile!
Olabilir, kendi bileceği iştir. Herkesin düşüncesi de kendine, siyasi tercihi de kendine...
Ama yerli yersiz demeçler verirse...
Paşa emekliliği hazmedememiş olmalı, kendine Türkiye'nin "fikir dünyasında" bir yer açmaya çalışıyor.
Atatürk hakkında kitap yazmalar falan...
Onu Yılmaz bile yapıyor paşam.
Siyasi tarihimiz hakkında fikir beyan etmek zorunda değilsiniz paşam.
Niçin kendinize "entelektüel havalar" vermeye çalışıyorsunuz?
Hani Adorno'dan, Horkheimer'den falan alıntılar yaparak...
Sivil anlamadığı gibi asker de anlamaz paşam.
"Er gazinosunda" hele hiç tartışılmaz.
Paşam, niçin durduk yerde 27 Mayıs konusuna giriyorsunuz?
Madem öyle, niçin 12 Mart ve 12 Eylül dönemlerinde uygulanan "sistemli işkence" konusuna girmiyorsunuz ve suçlanması gereken kişileri suçlamıyorsunuz?
Menderes erken seçime gitseydi darbe olmazdı...
Peki, darbe yapamasa da, darbe amaçlı cunta kurmak kınanması gereken bir olay değil midir?
15 Temmuz başarılı olamadı, herifleri hoş mu görelim?
Otur orduevinde rakını iç paşam, şunun şurasında emekli olmuşsun, daha ne kaşıyorsun ve kaşınıyorsun?
***
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Peki, İlker Paşa acaba demokrasiyi mi savunmak istedi, yoksa "Tayyip Erdoğan da erken seçime gitmezse gene darbe olabilir, sonra karışmam haa" şeklinde bir imada mı bulundu?
Can Ataklı kardeşimiz gelecek seçim yenilgisini kabul mu etti, yoksa "Ya yangın çıksın, sel götürsün ya da ordumuz yenilsin, Erdoğan'dan başka türlü kurtulamayacağız" demeye mi getirdi?
Buna gazeteciler değil, savcılar ve hakimler karar vereceklerdir.
***
Temiz hava bol gıda
"Kurucular Kurulu üyesi arkadaşlarımla doğada bir yürüyüş yaptık, evin bahçesinde oturduk."
Muharrem İnce