Şu bizim "Sevr tutkunu" profesör arkadaş, Erdoğan'ın cami yaptırmasına çok kızıyordu...
"Bir Müslüman'ın cami yaptırmak istemesinden daha doğal ne olabilir" dedim, konuyu değiştirdi.
"Katedral yaptırsaydı hoşunuza gidecek miydi" dedim, gene konuyu değiştirdi.
Sıkışınca hep öyle yapar.
Bilgi Üniversitesi'nin bazı hocaları, kendileri "ateist" oldukları için, herkesin de öyle davranmasını isterler.
Ya da belki, Taksim'e cami yaptırmanın, gönüllerini bağladıkları Yunanistan'ı üzeceğini düşünürler.
Ama bu sefer ne diyecekler, merak ederim.
Çünkü Erdoğan, AKM'yi yenilemenin yanısıra, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'na da Ankara'da saray gibi bir konser salonu yaptırdı.
İçinden dışından resimlerine baktım, Berlin Filarmoni'den hiç aşağı kalır yanı yok.
Bir modern mimari eseri olarak da Sydney Operası'yla çekişir.
15 hektara yayılmış 5 blok... 62 bin 500 metrekare... Bir büyük konser salonu, 2 bin dinleyici alıyor... Bir salon daha, 500 kişilik...
Bir salon daha, 650 kişilik... Ayrıca sergi alanı, hediyelik eşya mağazası... 800 arabalık otopark...
Bu bir "kültür külliyesi"... Ama külliye desen bozuluyorlar.
10 bin kişilik bir de açık hava konser alanı!
Almanlar bile yenisini yapmadılar da, Goebbels'in 1936'da yaptırdığı ve faşist şair, Hitler'in akıl hocası Dietrich Eckart'ın adını verdiği açık hava tiyatrosunu şimdi Waldbühne (Orman Sahnesi) adıyla kullanıyorlar...
Bizim Kemalistler becerip de böyle bir salon yapamamışlardı CSO için.
Klasik Batı müziğine tutkun, viyolonsel seven Milli Şef de (tek ortak yanımız!) eli değip yapamadı.
Çok mu zordu bir çukur kazıp İstanbul'daki gibi çevirmek?
Üstelik akustiği berbat, alakasız bir yamaçtadır İstanbul'daki...
***
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Ne diyecekler? Ağızlarını açamayacaklar.