İşte profesör söylüyor, "cunta, DP'nin büyük bir zafer kazandığı 1954 seçiminden hemen sonra kuruldu"...
Profesör Cemil Koçak... Tıp profesörlerinin her akşam ağızlarının içine bakıyorsunuz da tarih profesörünü niçin dinlemiyorsunuz? Azıcık da ona kulak verin.
İnönü, "halkın 1950'de yanıldığını ama sonra hatasını anladığını" düşünüyordu, hesapça halk durumu dört yıl sonra düzeltecek, CHP'yi yeniden iktidara getirecekti. (2003 yılında Cem Uzan bana "halk bilinçlendi, AKP ilk seçimde gidiyor" demişti. Kendisi gitti, AKP on sekiz yıldır duruyor.)
1954 seçimlerinde, CHP, 1950 seçimlerinden çok daha berbat bir hezimete uğradı. Meclis'te bir "avuç" kaldılar.
İşte, orduda darbe arayışları da o zaman başladı. İnönü de bir daha "öldür Allah" tek başına seçim kazanamayacağını anladı.
Aslında 1950 seçim sonucu açıklandığı zaman da İnönü'ye "darbe yapalım paşam, iktidarı bunlara bırakmayalım" diyen birkaç general yok değildi... İnönü bunları yatıştırdı, izin verseydi kendi kendini inkar etmiş olacaktı...
Diyeceğim, Menderes'in diktaya yönelmesi üzerine darbenin geldiği, abartılı ve yanlış bir görüştür.
Darbeciler o güne kadar yalnızca fırsat kollamışlardı. Bürokrasi başından beri iktidarı halka bırakmamaya azimliydi. (Aynı umutsuzluğa bir kere de 1970-71'de kapıldılar, Demirel'den darbeden başka yolla kurtulamayacaklarını gördüler. O pis muhtıraya bir de "Atatürkçü reformları tahakkuk ettirmek" gibi dangalakça bir gerekçe buldular. Nelerdi bu reformlar? Kimse bilmiyordu. Hangi reforma neden gerek vardı? Onu da kimse bilmiyordu.)
Ekonomi çıkmaza girince ve Menderes sertleşince (daha doğrusu İnönü ve CHP tarafından sinirleri bozulup sertleşmeye itilince) bekledikleri gün de geldi. CHP'li gençler, 28 Nisan olaylarını bilerek ve isteyerek yarattılar.
***
Menderes, "Özal reformlarını" akıl edebilecek adam değildi.***
Ben de büyüyünce hep merak ettim: Acaba iddia edildiği gibi Menderes 1960 başlarında CHP'yi "kapatsaydı", hayatımızda somut olarak ne değişirdi?