Komedi bitti demiştik, bitmemiş.
Avrupa Birliği bizi asla almayacağı halde alacakmış gibi yapıyor, biz de bu şartlarda giremeyeceğimizi bile bile girecekmiş gibi yapıyorduk...
Çok söyledik ama gene söyleyelim:
Türkiye Kıbrıs'tan çekilmeden AB'ye giremez. Hatta, 1974 öncesi "statüye" dönmeden de giremez.
Türkiye bir Kürt devletinin kurulmasına izin vermeden, hatta toprak vererek destek de olmadan AB'ye giremez.
Türkiye Ermeni "soykırımı" iddiasını kabul etmeden AB'ye giremez.
Türkiye Avrupa ajanlarının ülkede serbestçe at oynatmalarına izin vermeden AB'ye giremez (bunu "Türk uyruklu Alman ajanları" diye de okuyabilirsiniz.) Türkiye Rusya ile "arasını soğutmadan" AB'ye giremez.
Türkiye enflasyonunu yüzde 3'e düşürmeden AB'ye giremez.
Bütün bunlar olsa bile, Türkiye'nin üyeliği için her üye ülkede ayrı ayrı halkoylaması yapılacaktır, bir tek ülkede bile sonuç olumsuz çıkarsa Türkiye AB'ye giremez.
Ortak parlamentosu olan ama ortak hükümeti olmayan, bir ordusu bile olmayan, bir anayasası bile olmayan AB'ye...
Bazı üyelerin ayrılmayı düşündükleri, bir üyenin de çoktan ayrıldığı AB'ye...
***
"Salgından sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" safsatasını kendimize yontmaya çalışıyoruz.