Demokrasi diye atıp tutuyorsun ama meclis komisyonundan senin istediğin yönde karar çıkmayınca da bozuk çalıyorsun.
Aynı karar yarın öbür gün meclis genel kurulundan çıkmayınca da bozulacaksın.
Tıpkı, halk senin tuttuğun partiyi iktidara getirmeyince bozulduğun gibi...
Çare yok, bu oyunu "kurallarına göre" oynamayı öğreneceksin.
İftira etmekten de belki günün birinde vazgeçersin.
Muhalefet yap, tabii yap ama "adam gibi" yap.
"Bu işin sonu Anayasa Mahkemesi'ni kapatmaya kadar gidecek gibi duruyor" diyorsun.
Ağzını topla.
Hiçbir kuvvet Anayasa Mahkemesi'ni "kapatabilemez", yok böyle bir şey.
Sonra dönüp "görünen o ki kurum lağvedilecek" diyorsun.
Yok böyle bir şey, kimsenin buna gücü yetmez. (Kapatmayla lağvetme arasındaki farkı da istersen ortamektep Yurttaşlık Bilgisi kitaplarından öğrenebilirsin.) Haaa, yeni anayasa yapılırsa içine böyle bir müessese konmayabilir tabii, orada haklısın. O zaman öyle de, lafı çarpıtma.
Böyle olursa da bu yüzde yüz "legal ve helal" sayılır.
Buna biz değil, haziran ayında oluşacak yeni meclisin iradesi karar verecektir.
Senin deyiminle "kapatma gerekçesi" de oluşturmaya gerek duyulmaz çünkü ortada kapatma olmaz.
Kavramları çarpıtma, demagoji yapma.
Senin Kenan paşan senatoyu kaldırdığında gerekçe göstermemişti.
Onu suçlamak aklına geldi mi?
Senato 1982 Anayasası'nda yoktu. Kimse de ağzını açmadı. (Çünkü artık "dolaylı vesayete" gerek kalmamıştı, vesayet doğrudan kurulmuştu, kılıftan vazgeçilmişti.)
"1960 yılına kadar yoktu derler, Demokrat Parti dönemini örnek verirler" diyerek kehanette de bulunmuşsun.
Yok, öyle demezler. "Atatürk dönemini" örnek verirler. Çünkü DP döneminde de Atatürk'ün anayasası yürürlükteydi.
Cuntanın yıktığı anayasaydı bu.
O anayasada Senato da yoktu, Milli Güvenlik Kurulu da yoktu, Anayasa Mahkemesi de yoktu. (Yargıtay, Sayıştay, Danıştay falan vardı ama onlar da Abdülhamid döneminden kalmaydı.) Hani Atatürk dönemi altın dönemdi? Hani özlemle anılıyordu?
Cumhuriyeti kuran irade niçin bu kurumlara gerek görmemişti?
Cevap veremiyorsun. (Atatürk ve sonra da İnönü, cumhurbaşkanı sıfatıyla hükümetin işlerine karışıyorlar mıydı, karışmıyorlar mıydı?
Bari buna cevap ver.) Ve de Atatürk, Osmanlı döneminde, 1908'de yeniden yürürlüğe giren 1876 Anayası'nda varolan Meclis-i Ayan'ı yani Senato'yu senin mantığınla "kapatmıştı" galiba!... Ne dersin?
Cumhuriyeti savunma ayağından, aslında onu değil "cumhuriyette bürokratların sonradan yaptığı revizyonu" savunuyorsun.
Peki yeni anayasada Milli Güvenlik Kurulu olmazsa ne yapacaksın, ona da ağlayacak mısın?
Eğer içinde Anayasa Mahkemesi olmayan yeni bir anayasa kurallara uygun şekilde meclis genel kurulundan geçer ve de halk tarafından referandumla kabul edilip yürürlüğe girerse... Ağzınızı açamazsınız.
İsterseniz çiğneyin tabii, bak, "Haziran Bilmemnesi" diye bir örgüt varmış, sağda solda "alternatif meclisler" toplayıp Ankara'ya yürümeye hazırlanıyormuş, onun da cezası bellidir.