Eskiden bir "Cırt Ayşe" vardı, çantasında çamaşır suyu taşırdı. Onun reklamını yaptığı ürünle yıkanmamış kötü çamaşırlar cırt diye yırtılır, Ayşe Teyze hemen çantasından şişesini çıkarır, övmeye koyulurdu...
Sonra bir de "muhalif ekonomist Ayşe Teyze" çıktı. Bu teyze halkı temsil ediyor.
Teyze sürekli ağlıyor ama bir yandan kendi memur emeklisi maaşı, öbür yandan kocasının işçi emeklisi maaşı, oğlunun yönetici ücreti, kızının banka mevduat faizi, damadın topladığı dükkân kiraları, gelinin altınları, torunun tahvilleri falan derken, geçinip gidiyor...
Bu teyze ikide bir sermayenin sözcülerine sorar, "ne yapayım, dolar mı alayım altın mı, yoksa B tipi yatırım bonosu mu" diye, onlar da hiçbir somut öneride bulunmadan ahkâm keserler. Somut öneride bulunamazlar çünkü işin içinde, sık sık oldukları gibi madara olmak tehlikesi vardır. Böyle durumlarda "eh, burası Türkiye canım" deyip kaçarlar.
Ayşe Teyze, hep yaptığı gibi geçen gün gene çarşıya çıkmış. Önce Mahmutpaşa'ya gitmiş, sonra Nişantaşı'na, oradan İstinye Park'a. (Yol parasını gazete mi karşılıyor?)
Şaşmış kalmış. Fiyatlar uçuk kaçıkmış.
Mahmutpaşa'da 300 liraya "komple smokin" satılıyormuş, gömlek, papyon, kuşak, kol düğmeleri, çorap bile dahil...
Oysa Nişantaşı'nda smokin 2 bin 600 liraymış, üstelik indirimli fiyat.
Ayşe Teyze çok bozulmuş, çünkü 300 liralık smokini bile görüp de alamayan varmış. Herhalde alışverişini genellikle Mahmutpaşa'dan yapan amele Mehmet, smokin alamadığı için Sabancı'ların son davetine gidemeyecek ve üzülecek... Eh, Haluk Bey de küser ve onu bir daha çağırmaz!
Ayşe Teyze endişelenmesin, smokin giyilmesi gereken yerlere giden herkes kendine bir smokin alabilecek ekonomik güce sahiptir. Kaldı ki, bir smokini "zaten" vardır. Pek pek, günün modasına göre "yenilemek" sözkonusu olur. (Benim de var, geniş yakalı olduğu için demode kaldı, giyemiyorum. Zaten artık bir yere de çağırmıyorlar.)
Gelinin gelinliğine toplu iğneyle banknot tutturulan düğünlerde de smokin zorunluluğu yoktur. Oralarda sorun "zülüflü gelin başı yaptırma" masrafıyla yaşanır.
Ayşe Teyze, Mahmutpaşa'da fiyatların 20 lira düzeyinden başlamasından, oysa İstinye Park'ta 10 binlerin üzerine çıkmasından da yakınıyor. "Benim burjuvamı kazıklıyorlar" demeye getiriyor. Memur emeklisi Ayşe Teyze'nin burjuvazinin sorunlarına eğilmesi gerçekten de alkışlanacak bir davranış.
Oysa AVM'lerde ortalama dükkân kirasının ayda 25 bin avro olduğunu söyleyen de kendisi.
Ezcümle, Ayşe Teyze "ekonomi berbat durumda" diyor. Peki, birçok gazetecinin yılbaşlarında sormaya pek meraklı olduğu soruyu biz de sorarsak, 2015'te Ayşe Teyze'yi neler mi bekliyor?
Ekonomi batmayacak, süründüğü söylenen halk da "cahil olduğu" için AKP'yi iktidarda tutacak.
Ayşe Teyze oyunu CHP'ye verecek ve bir yandan ağlamaya, öbür yandan maaş, ücret, rant, kira, faiz derken geçinip gitmeye devam edecek.
Sermayenin sözcüleri de "dolmalık biber el yakıyor" diye sızlanmaya tabii.