Dünyayla birlikte dönen hava tabakası, yani atmosfer, "uzay" değildir.
Stratosfer, bu tabakanın kabaca elli bin metre yukarısıdır, yani uçakla çıktığınız yüksekliğin aşağı yukarı beş katı.
Buradan atlayan insan bile vardır, adı da Felix Baumgartner.
Bazı çakallar "sizi uzaya götüreceğiz" diye binlerce dolar para topluyorlar (bunlardan birisi Hollanda şirketi Mars One), götürüp getirecekleri yer işte bu stratosfer tabakasıdır. Fakat bu, magazin basınında "uzaya yolculuk başlıyor" şeklinde yer buluyor ve enayileri heyecanlandırıyor.
"Mars'ta şube açacağız" diyen şirket yöneticisi de var (ünlü Virgin, fakat Mars'ta şube açayım derken Paris şubelerini batmaktan kurtaramadı), bunu ciddi ciddi yazan sopalık gazeteci de...
Mars'a gitmek dört günde aya gitmek kadar kolay değil, üç yıl sürüyor, üç yıl da dönüş, altı yıl.
Fakat "biz güneşe gideceğiz ama akşam serinliğinde gideceğiz" diyen Karadenizli vatandaş için sorun olmasa gerektir...
Mars'a gitmek birçok kişi için büyük bir umut, büyük bir beklenti. Tam 140 ülkeden tam 200 bin kişi sıra bekliyormuş. Mars'a gitmek isteyenler arasında elbette Türkler de var. (Bendeniz daha gerçekçi olduğum için çeşitli Avrupa şehirleriyle yetiniyorum. Şirket olarak tercihim de NASA değil THY.)
Hangi babayiğit altı yıl sürecek böyle bir yolculuğa dayanabilir, kafayı daha kaçıncı günde yer, orası da soru işareti.
"Zarar yok, bu uğurda oralarda ölür kalırız ama hiç olmazsa gitmiş oluruz" diyen de yok değil tabii...
Bu kahramanlara kötü bir haberimiz var: MİT bir araştırma yapmış... Milli İstihbarat Teşkilatı değil efendim, Massachusets Institute of Technology.
Buna göre, Mars yolcuları, daha altmış sekizinci günde ölmeye başlayacaklarmış! Sağlanabilecek oksijen ve besin kaynakları şimdilik ancak altmış sekiz gün rahatça yetecek düzeydeymiş. Erişebildiğimiz teknoloji düzeyi şimdilik daha fazlasına izin vermiyor.
Yani bu uğurda ölmeye hazır vatandaşlar, Mars'a değil yaklaşmak, ayı biraz geçince telef olmaya başlayacaklar...
Mars'ta koloni kurmayı falan düşünenler, bu isteklerini tatmin etmek için herhalde birkaç yüzyıl daha beklemek zorundalar.
Bu gerçekleşse bile bu kez ortaya o gezegenin çekim şartlarına uygun "dünya kökenli Marslılar" diye yeni bir insan türü çıkar ve onlar artık buraya da dönemezler, burada yaşayamazlar.
Onun için, "insanlığın istikbali yıldızlardadır, bu gezegen eskidi ve yıprandı, bunu terkedip kendimize yeni bir gezegen bulalım" diye atıp tutan zibidileri ciddiye almayınız.
Bunların arasında Stephen Hawking bile vardır, hoca işkembe-i kübradan sallıyor ama biliyor ki ertesi gün bütün dünya medyasında ismi geçecek, önemli olan da bu.
Şimdilik, Mars'ta yapay atmosfer yaratıp üstelik bir de ıspanak yetiştiren Amerikan bilim-kurgu filmleriyle idare edeceksiniz...
Tıpkı, Dolapdere kampüsünden Kobane'yi kurtaran, Baltalimanı sosyal tesislerinde rakısını içerken Ortadoğu'ya nizam ve intizam veren ak sakallı ulemaya kulak verir gibi.