Uçakta başı örtülü kadın görünce rahatsız olanlardan mısınız? Öyleyse rahatsız olmaya devam edeceksiniz çünkü onlar da uçağa daha fazla binmeye devam edecekler.
Oysa eskiden uçak ne kadar "nezih" bir ortamdı, değil mi şekerim? "İyi giyimli" olmak gerekirdi bir kere, üstelik pahalıydı. "Alt tabaka" gitse gitse bir tek Almanya'ya giderdi, o da trenle... Her sınıfın ulaşım aracı kendine göreydi.
Örneğin memur Ankara'ya "Varan'la" gider gelirdi, Haydarpaşa'nın kara treni halka bırakılmıştı.
Gerçi o kara trene otuzlu yıllarda "Atatürk'ün beraberindeki zevat-ı mutade" de binerdi ama o zamanlar "karayolu devrimi" henüz yapılmamıştı ki...
Sonra küçük burjuva treni halka bıraktı...
İstanbul'a köprüler yapılınca "Karaköy-
Kadıköy vapurunu" da halka bıraktığı gibi.
Bazı küçük burjuvalar "trenimi isterim" diye gidip Haydarpaşa'da gitar çalıyorlar ama ciddiye almayınız, hayatlarında trenle hiçbir ilgileri olmamıştır.
Canım, olsa olsa kendi alt katmanları arasında bir farklılaşma sözkonusuydu, bürokrat Varan'a binerdi, sivil de Kamil Koç'a ya da Pamukkale'ye falan (Ulusoy arada kalmıştı.) On iki yıldır, kime oy vereceğini bilemeyen cahil halkı kandırarak iktidara gelen gericiler, o cahil halkı vızır vızır hem de ucuz ucuz uçağa bindiriyorlar!
Siyasi iktidarın kimin elinden kimin eline geçtiğine başka bir gösterge aramayınız.
Büyük havayolu şirketlerinin patır patır battığı, çoğunun sıkıntıya girdiği, milyarlarca dolar zarar ettiği bir dönemeçte, Türk Hava Yolları harikalar yaratıyor, rekorlar kırıyor.
Bir tek içinde bulunduğumuz yıla bakmanız bile yeterlidir: THY, yolcu sayısını 9 ayda yüzde 15 arttırmış. Tam 41 milyon 400 bin kişi binmiş sadece THY uçaklarına. ("Business" yolcusu da yüzde 22 artmış, burjuvazinin fazla ağlamasına da gerek yok yani.) Bu artışta elbette, eskiden turizme kapalı ülkelerin, özellikle Rusya ve "peyk devletlerinin" halklarının da artık "ayaklanmış" olmalarının payı var. Eskiden kendi şehirlerinden başka bir şehire gitmek için bile "iç pasaport" almaya mecbur tutulan insanlar şimdi dünyanın dört bir yanına gezmeye gidebiliyorlar.
THY bu talebi de vakitlice gördü ve "en alakasız" yerlere bile sefer koydu. Dilerseniz, Çar Nikolay ve Romanov ailesinin Bolşevikler tarafından katledildiği, Ural dağlarının ardındaki Yekaterinburg'a bile atlayıp gidebilirsiniz (İpatiev'in evini soracaksınız.) Türk Hava Yolları'nın toplam "arz edilen" koltuk/kilometre sayısı, 8 milyardan 10 milyara çıkmış... Bin değil, milyon değil ha, milyar... Şimdi, petrol fiyatındaki düşme eğilimi sürerse, iki ay sonra bilet fiyatlarını daha da ucuzlatacaklarını söylüyorlar.
Halk ucuz ve kolay biniyor uçağa, buna alıştı ve bunu sevdi.
Benim en çok güldüğüm de, "uçakları ayılar işgal etti" diyenlerin genellikle "eski solcular" olması... Devrimden sonra uçağa bindirmek için biryerlerden "nezih bir işçi sınıfı" mı ithal edeceklerdi, yoksa sadece "nomenklatura" yani kendileri mi bineceklerdi?
Kendilerini sosyalist sanırlar ama sadece Kemalist'tirler, bundan da haberleri yoktur.