Hiçkimsenin ağzını açıp da söyleyemediği acı gerçeği biz yazalım: Türkiye Cumhuriyeti yanlış kurulmuştur.
Eyy bürokrasi!... "Ulus-devlet" kurdum diyorsun, kurduğun devlette bir değil başlıca iki halk var. Bu o kadar böyle ki, dilleri de birbirine benzemiyor. Bu ne biçim ulus-devlet?
Az sayıda diğer küçük azınlıkları da hadi hiç saymıyorum.
Niçin bu kamburu sırtına aldın?
"Asimile ederim, eritirim" dedin, eritemedin. Durup durup ayaklandılar.
Öncekileri gaddarca bastırdın, bu sonuncusuyla başa çıkamadın.
"Yenişemedik, maçı berabere bitirelim" diyenlere de kızıyorsun bir yandan...
Hem ülke bölünecek diye korkuyorsun, hem de çözüme yanaşmıyorsun.
Anayasayı değiştirelim diyorlar, takoz koyuyorsun.
Hani sen Osmanlı'yla bütün bağlarını koparmıştın, kurduğun devlette niçin azınlıklar kaldı?
Hani "homojen" bir devlet kuruyordun?
Rumlar'ı gönderdin kurtuldun, Ermeniler'i kestin kurtuldun, Kürtler'i niçin sırtına yüklendin?
Hem de en küçük bir kalkınma sağlayamadın onlara, aç kaldılar...
Niçin bırakmadın, Suriye'yi, Irak'ı bıraktığın gibi, gitsinler onlar da emperyalizmin "mandat"sı altına girsinler, ne halleri varsa görsünler?
Onlar da Müslüman oldukları için mi?
Peki Araplar hangi dine mensuptular?
Hem laik devlet kuruyorum dedin, hem de din esasına dayalı bir çözüm istedin Lausanne'da! Bu bir çelişki değil miydi?
Hem kendi başına dert yaratıyorsun, hem de "bizim en büyük sorunumuz Kürt sorunudur" diyorsun, sorun mu seviyorsun?
Niçin kendine daha küçük de olsa daha gerçekçi, daha "derli toplu" sınırlar çizmedin?
Niçin sınırları en olmayacak, savunması en zor yerlerden geçirdin?
Öyle bir zart zurt düzeni kurdun ki, yaptığın yanlışları da "tartışılamaz" hale getirdin...
İnsanları öyle bir tornaya soktun ki, bürokrat partisinin başkanı Kürt olduğunu söylemeye utanıyor da kendine Horasan'dan "pedigree" uydurmak için faşistlerden yardım istiyor...
Şimdi çözelim diyene de bozuk çalıyorsun, onu devirmek için çareler arıyorsun.
Peki ne istiyorsun?
Niçin bize böyle belalı bir miras bıraktın, Ermeni kırımının ağır sorumluluğunu da bize bırakıp kaçtığın gibi? Niçin?
Neden içinden çıkamadığın temel meseleleri, başta kalkınma ve sanayileşme olmak üzere, gelecek kuşaklara yani bizlere yıktın kurtuldun?
Madem böyle "sorun kumkuması" bir devlet kuracaktın, eskisini neden yıktın?
Şimdi halkın iktidarını devirdin diyelim, yerine kimi koyacaksın da Kürt sorununu çözecek?
Var mı elinde "farklı" bir çözüm reçetesi?
Yoksa eski rahatlığına, devekuşu politikana mı dönmek istiyorsun? Bu mümkün mü?
Düşün de halkın temsilcilerine öyle öfkelen. Adamlar hiç olmazsa kendilerince bir öneri getiriyorlar, sen ne getiriyorsun?