Bir gazetemiz bir "vali hanımı" haber yapmış, çünkü hanım yönettiği ilde cumhuriyet bayramı kutlamaları düzenlemiş. Gazete, "diğer valiler cumhuriyet değil imparatorluk valisi" demek istiyor herhalde.
Hükümete karşı düzenlediğin ve "cumhuriyet mitingi" adını verdiğin ayinlere Türk bayrağını simge yapınca da, "AKP Türk partisi değildir" mesajını iletmiş oluyorsun.
Sonra Türk olmayan uzaylılar da o partiyi iktidara getiriyorlar. Kandırılmış uzaylılar. Kime oy vereceğini bilemeyen eğitimsiz Andromeda sakinleri.
Ben şu "cumhuriyet kadını" lafına taktım şimdi.
Gazetenin kullandığı fotoğrafta sayın vali, bir törende önünden geçen askerleri izlerken görülüyor. Siyah tayyöretek, içine beyaz "fırfırlı" bluz... Ayakta da siyah "loafer" ayakkabı.
Evet, bu bir cumhuriyet kadını üniforması.
Yakasına altı oklu rozet de takarsan, "İnönü rahibesi"...
Tansu Çiller'in ya da Angela Merkel'in giydikleri türden bir "tünik-pantalon" değil. (O kıyafetin "bir yerleri görülmesin" diye giyildiği kesin de, orta yaşlı hanımların "kilolar görülmesin" endişesinin de bunda payı büyüktür.)
Bir cumhuriyet kadını nasıl olmalıdır?
Bu sorunun sorulması bile, cumhuriyetimizin ideolojisini ortaya koyar. Bu bir çarpıklıktır.
"Kadının nasıl olacağına" devlet karar veremez. Cumhuriyet kadını diye bir "prototip" olamaz, olmamalıdır.
Ama sorarsanız, "mazbut olur" diyeceklerdir. Tayyöretek. Döpiyes. İçine de, fırfırlı ve tapon "Ankara bluzu"... Hani ara sıra Bayan Sabiha Gökçen gibi "Amelia Erhart başlığı" da giyebilse mutlu olacak ama herkes pırpır tayyare kullanamıyor...
Başı açıktır, pek pek cenazeden cenazeye "eşarp" bağlar, caminin kapısından çıkınca hemen çözmek üzere.
Çizme giymez. Takunya giymez. "Spor ayakkabı" hiç giymez. Zaten o spor ayakkabılar yabancı markalardır, yerli malı yurdun malıdır ve herkes onu kullanmalıdır. Günün birinde Sümerbank spor ayakkabı üretirse hafta sonları belki deneyebilir...
Sigara içmez. İçki de içmez. Ara sıra kocasına eşlik etmek için bira içer (Tekel birası olacak), iki yudumla da çakırkeyif olur.
Hiçbir flörtü olmamıştır, ilk ve son erkek olarak kocasını tanır.
Bunlardan bazıları, hiç ağlamamış olmakla da övünüyorlar şimdilerde... "Hiç orgazm olmadım" da diyecekler de, cinsellik cumhuriyete uygun değil. Ayıp.
Öyle ya, kadına kıza baksalar baksalar "pis Demokratlar" bakarlar, kendilerine dost post tutarlar, Celal Bayar, Adnan Menderes ve Refik Koraltan yapar öyle şeyleri...
Cumhuriyet kadını pek anlamasa da klasik müzik konserine gider (gizli gizli Türk Sanat Musikisi dinlemekten kendini alamasa da), mitinglere katılır ve oyunu da CHP'ye verir. Bir mesleği olmalıdır, asıl meslek olarak "öğretmenlik" en uygunudur. (Bir "Osmanlı muallimesi" olan Çalıkuşu Feride'yi bir "cumhuriyet öğretmeni" sanan cahiller bundan zevk duyacaklardır.)
Kitap okumaz. Eskiden Cumhuriyet gazetesi okurdu, şimdi daha hafif ve rahat bulduğu için Sözcü'yü tercih ediyor. "Memleket battı batıyor" havası onu rahatlatıyor.
Fakat memleket de bir türlü batamadı gitti!