Geçmişte Ay'a atom bombası atmak ve sivrisineklerle biyolojik ordu kurmak isteyen süper güçler, günümüzde ise hedefleri kendi başlarına vuracak kapasiteye sahip katil robotlar geliştiriyor.
Tarihin belli dönemlerinde savaş doktrinlerini, ahlak anlayışını ve hukuk kurallarını değiştiren yeni teknolojiler hep ortaya çıkmıştır; barut, makineli tüfek, savaş uçağı, atom bombası, bilgisayar, insansız hava araçları... Yılda yaklaşık 2 trilyon dolarlık küresel piyasa hacmine ulaşan savaş endüstrisinin bize son sürprizi de büyük ihtimalle robotlar olacak. Günümüz süper güçleri, askeri alanda üstünlüğü sağlamak ve rakiplerine gözdağı vermek için bilim kurgu filmlerini aratmayacak teknolojilerin peşine düşmüş durumda.
ABD ordusu, askerlerin genleri ile oynayıp günlerce aç ve susuz kalmalarını sağlamak üzerinde çalışıyor. ABD, İsrail ve Batılı orduların, hedefini kendisi tespit eden akıllı mermiler, insanın giremeyeceği bölgelere sızan kuş şeklindeki mini casus uçaklar, yaydığı yüksek enerjili mikrodalga titreşimleri sayesinde geçtiği bölgede elektrik sistemlerini çökerten füzeler ve 15 ton bomba taşıyan dev füzeler geliştirdiği biliniyor.
Nükleer silah ve İHA tehlikesi
Ancak şimdilerde silahlanma yarışı en fazla insansız hava araçlarının (İHA) ve nükleer silahların geliştirilmesinde yaşanıyor. Halihazırda nükleer güç olarak kabul edilen sekiz ülkenin elinde, her an kullanıma hazır 5 bin 811 nükleer savaş başlığı var. Bu sekiz ülke en fazla nükleer başlığa sahip olma oranına göre; ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa, İsrail, Pakistan ve Hindistan olarak sıralanıyor. ABD ve İsrail'in diğer ülkelere göre açık ara önde olduğu İHA teknolojisinde ise dünyayı büyük bir tehlike bekliyor. Her yıl yüzlerce sivil ölüme neden olan İHA'ların yakın gelecekte tamamen insan kontrolünden çıkarak kendi başlarına hedef vurmaya başlayacağı söyleniyor. Projenin arkasında ABD Savunma Bakanlığı'nın İleri Savunma Araştırmaları Projesi Dairesi tarafından desteklenen bir grup bilim insanı var. Henüz hiçbir ülke, bir insanın ölüp ölmeyeceğine kendi başına karar verebilecek bu yeni nesil İHA'ları kullanacağını açıklamadı. Ancak 79 ülkenin robot asker teknolojisi üzerinde çalıştığına dikkat çeken uzmanlar, şimdiden 'katil robotlar' olarak adlandırılan bu İHA'ları birçok ülkenin kullanacağını söylüyor. BBC'ye konuşan Uluslararası Robot Silahların Kontrolü Komitesi'nden Profesör Noel Sharkey, "ABD Deniz Kuvvetleri'nin kullandığı X-47B pilotsuz uçakları, herhangi bir insan kontrolü olmadan havalanıp iniş yapmayı gerçekleştirdi. Yani adım adım çatışma bölgelerinde bağımsız hareket edebilecek robotlara gidiyoruz" diyor. Bu projeyi savunanlara göre tamamen otonom robotların kullanılması sayesinde çatışmalarda ölecek asker sayısı azalacak. ABD ordusunda görev yapan İnsansız Zemin Araçlarından Sorumlu Yarbay Willie Smith, "Geliştirdiğimiz robotları sadece araç gibi görmüyoruz, onlara birliğimizin bir üyesi gibi davranıyoruz" diyor.
Savaş suçu ters işlerse ne olacak?
Geçen yıl kurulan 'Katil Robotları Durdurun Kampanyası' isimli kuruluşun yetkilileri ise "Önümüzdeki 20 yıl içinde katil robotlar evlerimizin üzerinde uçacak. Robotlar sivil ve asker ayrımını nasıl yapacak? Robotların savaş suçu işlemeleri durumunda sorumluluk kimde olacak. Üstelik katil robotlar sadece İHA'lardan oluşmayacak. Karada hareket eden robotlar da kendi başlarına hedef vurmaya başlayacaklar" diyerek katil robotların önüne geçilmesi gerektiğini savunuyor. İnsan Hakları Örgütü'nden Steeve Goose da hazırladığı raporda "Savaş alanında, kimin ölüp kimin hayatta kalacağı kararını makinelere vermek, teknolojiyi fazla ileri götürmek olur. Sivillerin ölmesini engellemek için katil robotları insan kontrolünden çıkarmamamız gerekir" dedi.
Ay'a atom bombası
Aslında süper güçlerin askeri üstünlük tutkularının arkasındaki sırların birçoğunu çok geç öğreniyoruz. Yani şimdilerde bildiğimiz teknolojik gelişmelerin dışında ABD, Rusya, Çin ve diğer ülkeler çok daha büyük projelerin peşindeler. Bu çalışmaların büyük bir kısmı hayata geçmiyor. Biz ise bilim kurgu filmlerini bile geride bırakan o projeleri yıllar sonra yayınlanan itiraflar ve kitaplardan öğreniyoruz. ABD'li astronot Carl Sagon'ın hayat hikayesinin anlatıldığı kitapta ABD'nin Soğuk Savaş döneminde Sovyetler'in ve tüm dünyanın gözünü korkutmak için Ay'a atom bombası atmak istediği ortaya çıktı. Kitaba göre NASA, 1950'li yıllarda fizikçi Leonard Reiffel önderliğinde bir proje tasarladı. 'A119' isimli projeye göre 1969'da ölen astronot Carl Sagon, atom bombasının 30 bin km yolculuktan sonra Ay'a ulaştırılmasında yer alacaktı. Amaç Ay'ın üzerinde, Dünya'dan da görülebilecek bir nükleer patlama ile büyük bir prestij kazanmaktı. Ancak proje Ay'da yapılacak bu tarz bir nükleer patlamanın, dünyaya zarar verme ihtimali olduğu gerekçesiyle iptal edildi.
Naziler'in sivrisinek projesi
Geçmişte ortaya atılan diğer bir askeri çılgınlık fikrinin de Naziler'e ait olduğu ortaya çıktı. Tübingen Üniversitesi'nden biyolog Klaus Reinhardt'ın araştırmasına göre Alman ordusu İkinci Dünya Savaşı sırasında sivrisinekleri biyolojik silah olarak kullanmak için gizli araştırmalar yaptı. Amaç tifüs, sıtma gibi çeşitli hastalıkları taşıyan sivrisinekleri çoğaltıp düşman bölgelere taşımaktı. Reindhardt çalışmasında Naziler'in, biyolojik sivrisinek ordusunda tam olarak başarılı olamadıklarını tespit ettiklerini aktardı.
selcuk.eren@sabah.com.tr
@selcukeren5101