ABD'nin Pazar gecesi Suriye'deki muhaliflere C-17 kargo uçaklarıyla birlikte 50 ton ağırlığında ve 112 palet büyüklüğünde mühimmat ve el bombası gibi basit silah yardımı yapması kimseyi şaşırtmadı. Fakat bu yardımları kimin aldığı ile ilgili ortada kafa karışıklığı var.
9 Ekim'de eğit-donat'ı durdurduğunu ve artık "doğat kısmına" daha çok odaklanarak Suriyeli muhalif gruplara IŞİD-DAEŞ'e karşı kullanılmak üzere silah vereceğini açıklayan ABD'nin planları basına verilmişti. Obama yönetimi Eylül ayından itibaren Suriyeli Kürt grup ve PKK'nın kardeş kuruluşu PYD'ye destek vererek Rakka'ya yürümeyi planladığını Amerikan medyasına sızdırdı. Bunun için 20 bin PYD/YPG'li ile 5 bin de Suriyeli Arap'ın, yani PYD liderliğindeki küçük grupların, kullanılması gündemdeydi.
İşin ilginç yanı ABD'nin bu mühimmat yardımını Suriyeli Kürtlere değil de, PYD ile bağlantılı olan ve ilk kez kamuoyunun bu derecede yakından duyduğu Suriye Arap Koalisyonu adlı bir ittifaka yaptığını söylemesi. IŞİD karşıtı koalisyonun Bağdat'taki sözcüsü Albay Steve Warren, bu askeri yardımların kendileri tarafından güvenilir bulunan Suriye Arap Koalisyonu'na yapıldığını dün ilan etti. Yine bugün ABD Dışişleri Bakanlığı sözcü yardımcısı Mark Toner de, resmi olarak bu yardımların kesinlikle Kürtlere gitmediğini söyledi.
Çünkü Türkiye'nin bu konudaki hassasiyetini Washington çok iyi biliyor ve tüm bu Ankara bombalamaları hengamesinde Türkiye'yi rahatsız etmekten kaçınmaya çalışıyorlar.
En azından basın önünde böyleler.
Fakat Kürtler farklı şeyler söylüyorlar.
"120 ton silah aldık"
YPG'nin Kobani'deki yetkilisi Mustafa Bali, ABD'nin PYD'ye 120 ton silah ve mühimmat yardımı yaptığını fakat bunun hava ile mi yoksa karadan mı geldiğini bilmediğini söyledi. ABD'nin koalisyondan sorumlu merkezinden yapılan açıklamada ise geçen hafta Suriye Kürtlerine doğrudan bir silah ve mühimmat yardımı yapılmadığı belirtildi. AP'nin sorularına ise YPG sözcüsü ise cevap vermedi.
AP'ye sessiz kalan YPG sözcüsü ilginç bir şekilde McClatchy'e konuşmaya karar vermiş ve açık açık mühimmatın kendilerine teslim edildiğini söylemiş.
YPG temsilcisi: Yardımlar bize yapıldı
Polat Can, ki kendisi YPG/PYD'nin IŞİD karşıtı koalisyondaki temsilcisi oluyor, Washington merkezli McClatchy gazetesine yaptığı açıklamada şöyle demiş: "ABD silahları Rojava'ya bu sabah (Pazartesi erken saatler) silah indirmeye başladı. " McClatchy'e göre Can, Rojava'ya bırakılan silahlar içerisinde saldırı tüfekleri, havan topları ve mühimmat bulunduğunu belirtmiş ve bu silahların YPG ile bağlantılı olan Arap kuvvetlere verileceğini söylemiş. "Herkes silah alacak. Paylaşmaya inanıyoruz. Bu yüzden bizim Arap müttefiklerimiz var."
Peki kim bu "Suriye Arap Koalisyonu"?
"Syrian Arab Coalition" diye aratınca 22 Eylül'deki bir CNN haberi ortaya çıkıyor. Kongre'de tanıklık yapan Pentagon'un politikadan sorumlu müsteşarı Christine Wormouth, 5 bin kişilik bir Suriyeli gruba askeri yardım yapmanın "eğit-donat"tan daha faydalı olacağını söylüyor ve grubun da ismini koyuyor. "Suriye Arap Koalisyonu".
Kısacası tamamen bir Amerikan dizaynı ile karşı karşıyayız.
Sonra 4 Ekim tarihli meşhur NYT makalesinde, 1 Ekim'deki Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısında Başkan Obama'nın 5 bin Arap ve 20 bin Suriyeli Kürt'e doğrudan silah yardımı yapılması ve Rakka'ya bir saldırı gerçekleştirilmesi için karara varıldığını ve burada da Suriye Arap Koalisyonu'ndan bahsedildiğini görüyoruz. Yani her şey ince detaylarıyla düşünülmüş. Aranan "ılımlı" Araplar bulunmamış adeta baştan sona yaratılmış.
Sonra 11 Ekim'de, YPG'nin koalisyondaki temsilcisi Polat Can, "Suriye Demokratik Güçleri"nin kurulduğunu ilan etti. Suriye Arap Koalisyonu, PYD-YPG ve Süryani Askeri Konseyi'nden oluşan yeni bir ittifak.
Burada Suriye Arap Koalisyonu'nda kimlerin olduğunu da görebiliyoruz: Jaysh Al Thuwar, Burkan Al Furat, Al Sanadid Forces, Brigade Groups of Al Jazira.
Hepsi PYD ile yakından çalışan Arap gruplar. Yani PYD önderliğinde hareket eden birlikler.
Başka bir şey eklemeye gerek var mı?
ragip.soylu@sabah.com.tr
@ragipsoylu