Washington merkezli düşünce kuruluşu Bipartisan Policy Centre (Çiftpartili Politika Merkezi)'nin hazırladığı Türkiye ekonomisi raporu bir panel ile geçtiğimiz Cuma kamuoyuna tanıtıldı.
Daha önceden Milliyet'ten Pınar Ersoy'un bir bölümünü yayınladığı raporun tamamını panel öncesinde okuma şansı buldum.
Açıkçası "Fragile or Favored?" (Kırılgan mı, kayırılıyor mu?) başlığıyla objektif bir görüntü vermeye çalışan rapor, Türkiye ilgili kimi olumlu yorumları barındırsa da tamamen Türkiye'deki muhalefetin sözcülüğünü yapan bir şekilde hazırlanmış. Raporda özellikle Türkiye siyasetiyle ilgili analizlerde en az bu rapor kalınlığında cevap vermeyi gerektirecek maddi hatalar mevcut.
Raporu hazırlayan geniş ekibe ve Türkiye'den seçilen ortaklara bakıldığında raporun neden tek yanlı hazırlandığı çıplak bir şekilde ikinci sayfadaki teşekkür metninde görülüyor. Katkı verenlerden biri 2013 Gezi Parkı olaylarından beri sayısız kere "Türkiye'ye yatırım yapmayın" demiş bir muhterem. Türkiye programı üyeleri ise evlere şenlik. Kadroda Türkiye'deki ekonomi yönetiminin görüşlerini dile getirecek herhangi biri bulunmadığı gibi, kullanılan kaynaklarda da böyle bir çeşitlendirme yapılmamış.
Elbette raporun kimi haklı olduğu noktalar var. Türkiye'de inşaata dayalı üretim modelinin, küçük ve orta katma değerin yer aldığı düşük teknolojiye dayalı ihracat modelinin artık bizi daha ileriye taşıması mümkün değil. Evet, Türkiye'nin cari açık problemi sürdürülemez, evet Türkiye'nin istihdam piyasasını reforme ederek işçi çıkarmayı, işe almayı kolaylaştırması gerekiyor. Evet, istihdamı destekleyecek, yüksek katma değerin olduğu, innovasyonu önceleyen bir eğitim sistemi reformu gerekiyor.
Fakat paneldeki konuşmacılardan Dr. Sebnem Kalemli-Özcan'ın da dediği gibi zaten tüm bu problemleri Türkiye'de herkes biliyor. Hükümetin yapısal reformların gerekliliğiyle ilgili bugüne kadar yaptığı pek çok açıklama bulunuyor.
Bu bağlamda raporda 1 milyon 700 bini bulan Suriyeli göçmenler ile işsizliğin yüzde 10'u geçtiğine dair tek bir yorum yok. Yani rapor Türkiye ekonomisini ele alıyor ama, işsizlik bir problem olarak görülmemiş!
Önerilen politika değişikliklerinin kademeli yapılmaması halinde Türkiye'deki işsizliği iyice kontrolden çıkarabileceği ve sosyal bir patlamaya yol açabileceği yine konuşulmayan konulardan biri.
Beni katılımcılarını IMF Avrupa Departmanı Direktör Yardımcısı Philip Gerson, Sidar Global Advisers Kurucusu Cenk Sidar ve Bipartisan'dan Alan Makovsky'nin oluşturduğu panelde bir verinin gündeme gelmemesi çok şaşırttı.
Türkiye'nin Ocak'taki cari açığı petrol fiyatlarına bağlı olarak yüzde 50 azaldı! Ve panelde cari açık probleminden bahseden hiç kimse bu veriye atıfta bulunmadığı gibi, petrol fiyatlarının cari açıkta ne kadar bir düşmeye neden olacağının henüz belli olmadığını söyledi.
Sonuç olarak bu raporun Türkiye'ye gelen yabancı yatırımcıyı korkutmaktan başka bir işlevi olmayacak gibi görünüyor.
Belki de amaçlanan budur, kim bilir?
ragip.soylu@sabah.com.tr
@ragipsoylu