Fethullah Gülen cemaatinin özellikle geçen yıldan itibaren halihazırda zaten güçlü oldukları ABD genelinde propaganda ve halkla ilişkiler faaliyetlerine verdikleri önemi artırdıkları görülüyor.
Cemaatin son dönemde Washington merkezli Rethink Institute aracılığıyla şehirdeki think-tank camiasına girişi söz konusu. Yıllardır buradaki temsili üstlenen Rumi Forum ise faaliyetlerinde eskisi kadar aktif değil. Kongre'deki lobi faaliyetleriyle öne çıkan Turkic-American Alliance, mümkün olan her fırsatta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Türkiye hükümeti aleyhine çalışmalarını senatör ve milletvekillerine uyguladığı yakın markaj ile sürdürüyor.
Pek çok kişinin de farkına varabileceği gibi, cemaat Ekrem Dumanlı'nın Washington Post'ta kaleme aldığı makalesi ile yeni bir halkla ilişkiler stratejisini de devreye soktu. Bir anlamda Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra hasar tespiti yapan Gülenciler, şimdi karşı atağa geçmiş görünüyor. Ekrem Dumanlı'nın cemaati "ABD'nin sivil haklar hareketiyle" karşılaştıran ve baştan sona mantık hataları ve yanlış bilgilendirme dolu yazısı aynı zamanda Chicago Tribune'de de yayınlandı. Tribune bilindiği üzere cemaatin Chicago merkezli okullarının etkisi ve güçlü lobi faaliyetleri ile nüfuzunu kullanabildiği önemli yayın organları arasında yer alıyor.
Dumanlı'nın yazısının ana teması şuydu: Türkiye'de basına baskı uygulanıyor.
Bu temayı destekleyecek ikinci dalga hareketlenme ise bir bursla California'daki Silikon Vadisi'ni araştırmak için ABD'ye geldiğini söyleyen Zaman gazetesi yazarı Sevgi Akarçeşme'nin ABD sathında verdiği konferanslar oldu.
16 Ocak'ta Stanford Üniversitesi'nde, 20 Ocak'ta St. Louis radyosunda, 22 Ocak'ta Gülenci Niagara Vakfı'nın Cleveland şubesinde, 22 Ocak'ta Ohio'daki City Club'ta ve 23 Ocak'ta yine Gülenci New York Türk Kültür Merkezi'nde birer konuşma yapan Sevgi Akarçeşme, yolu üzerinde Fethullah Gülen'in ikamet ettiği Pennslyvania'ya uğramayı da ihmal etmedi. (Tüm bunlar kendisinin Twitter hesabında mevcut)
Konuşmaların her birinin konusu aynıydı: Türkiye'de basına baskı uygulanıyor.
Sevgi Akarçeşme daha sonra 27 Ocak'ta önceleri bir süre çalıştığı Washington, D.C.'ye geldi. Burada Fatih Üniversitesi'nden yine Gülenci olan Savaş Genç ile birlikte üç ayrı toplantıya katıldı.
Sevgi Akarçeşme ve Savaş Genç, önce Turkic-American Alliance'ın Kongre'de küçük bir odada düzenlediği ve katılımcıların çoğunlukla Türk olduğu bir toplantıda yine Türkiye'deki basına uygulanan baskıdan şikayetçi oldu. Öğleden sonra Sevgi Akarçeşme'nin de konuşmacı olduğu Press Club'ta ayrı bir etkinlik düzenlendi.
Akarçeşme "Türkiye'de basına uygulanan baskı" konulu panelde bildik Gülenci tezlerini anlattı.
28 Ocak'ta ise Savaş Genç, Wilson Center'da Türkiye'nin iç politikasından, dış politikasına kadar geniş bir çerçeveyi içeren bir konuşma yaptı. Basınla ilgili olarak Akarçeşme'nin kullandığı stratejiyi takip ettti ve hemen hemen aynı şeyleri söyledi.
Tüm bu konuşmalarda ilginç olan hem Akarçeşme'nin hem de Genç'in Gülen cemaati ile ilgili bağlarını ya itiraf etmek zorunda kalmaları ya da kendilerinden kabul etmeleriydi.
Son olarak da dün New York Times'da Fethullah Gülen imzalı yine benzer içerikli bir makale daha yayınlandı.
Görüldüğü üzere Türkiye'den umudu kesen cemaat zaten güçlü oldukları ABD'deki konumlarını tahkim etme peşinde.
Türkiye'nin böyle bir harekete karşı verebileceği en doğru cevap halihazırda ABD'de bulunan Türk-Amerikalıların DC'ye gelerek lobi faaliyetlerinde bulunması olabilir. Cemaatin burada kurduğu örgütlenmelere rakip olacak ve tamamen Türk-Amerikalılar tarafından fonlanan kuruluşlara ihtiyaç var.
Cemaat Kongre'de tam saha baskı uyguluyor, bu baskıya aynı şekilde yanıt verilmezse Kongre'deki Türkiye aleyhine olacak çalışmalarda yakın dönemde bir artış görmek kaçınılmaz.
ragip.soylu@sabah.com.tr
@ragipsoylu