Meclis Soruşturma Komisyonu beklenen kararını verdi ve 17-25 Aralık 2013 tarihli yolsuzluk operasyonları nedeniyle görevlerinden istifa eden dört bakanın Yüce Divan'a sevk edilmesine gerek görmedi. Bu beklenen bir karar idi. Yüce Divan Anayasa Mahkemesinin politikacılar ile üst düzey bazı bürokratları ceza mahkemesi olarak yargılarken aldığı isim. Anayasanın 148. Maddesine göre "Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanını, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını, Bakanlar Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar. Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ile Jandarma Genel Komutanı da görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divanda yargılanırlar."
Bakanlar görevleriyle ilgili suçlar söz konusu olduğunda ancak ve ancak yüce divanda yargılanabilirler. Yüce Divanda yargılanabilmek için gerekli soruşturmayı savcılık makamı değil Meclis yürütür. Bu yüzden savcılık kendisine ulaşan suç bilgisi üzerine başlattığı incelemede, eylemin bir bakanın görevi nedeniyle işlediği bir suça konu olduğunu fark ettiği anda, soruşturmayı hemen durdurur. Elindeki tüm bilgi ve belgeleri Meclis Başkanlığına iletir. Zira soruşturmaya yetkili tek merci Meclis'in bizatihi kendisidir.
Meclis Başkanı kendine gelen bu bilgiler hakkında Genel Kurul'u bilgilendirir. Parlamenterlerin en az elli beşinin vereceği önerge ile ilgili Bakan hakkında soruşturma açılması istenebilir. Genel kurul bu önergeyi kabul ettiğinde bir komisyon kurulur. Bu komisyonun aynen bir savcı gibi tarafsız soruşturma yapması gerekir. Bu yüzden söz konusu eylem hakkında fikir beyan etmemiş milletvekillerinden, siyasi partilerin sandalye sayısına orantılı olarak, ad çekme usulü ile bir komisyon oluşturulur. Bu komisyon dört ay çalışır. Gerekli görüldüğünde çalışma süresi iki ay daha uzatılabilir. Ardından ilgili bakanın yüce divana sevk edilip edilmemesi konusunda bir karar verir. Bu karar nihai değildir. Genel Kurul için bir öneridir. Nihayetinde Genel Kurul gizli oylama ile, ilgili bakanın yüce divana sevk edilip edilmeyeceği hakkında kararı verir. Karar sevk yönünde ise, bu kararın kendisi savcılık iddianamesi yerine geçer.
Yüce Divana sevk kararı Anayasa Mahkemesine ulaştığında, Anayasa Mahkemesi bu davaya ilişkin olarak "Yüce Divan" sıfatıyla çalışır. Ceza Muhakemesi hükümlerine göre davayı yürütür ve sonuçlandırır. Dört bakan hakkında Komisyon, "yüce divana sevk için yeterli kanıt bulunmamıştır" demiş olsa da, Meclis Genel Kurulu aksi yönde bir karar ile Bakanları Yüce Divan'a sevk edebilir. Ancak bunun çok zayıf bir ihtimal olduğu görülmektedir.
Zira aynı suçlamaların paydaşı olan kişiler hakkında yürütülen savcılık soruşturması sonucunda, takipsizlik kararı verilmiş durumda. Yani bu kişiler bakan olmamış olsalardı, takipsizlik kararı onlar hakkında da verilmiş ve bugün itibariyle haklarında hiç bir hukuki işlem yapılmamış olacaktı. Bu yüzden Meclis Soruşturma Komisyonun kararı, savcılık kararını teyit mahiyetindedir.
İkinci olarak 17-25 Aralık operasyonları Gülen Örgütüne bağlı militan savcı ve polislerince usulsüz ve organize bir şekilde yürütüldüğü için, bu operasyonlar ciddi şaibe altındadır. Üçüncü olarak şaibe olmasa bile, Gülen Örgütünün hareketinin adaletten çok, siyasi iktidarın çökertilmesi mücadelesi içinde olduğu dikkate alındığında, Meclis'ten bakanların aleyhine bir karar çıkması çok mümkün görünmemektedir.