Dünya vicdanı kan ağlıyor. ABD Başkanı Trump ve mevcut İsrail yönetimi insanlığın derin bir yara alması için sanki özel bir çaba harcıyor. Kudüs'te büyük bir provokasyon olduğu apaçık olan ABD'nin büyükelçilik açılışı hemen ötede, Gazze'de gökten yağan ölüm kurşunlarına inat Ortadoğu'yu kan yumağına çevirme misyonunu tamamlıyor sanki. Olanları vicdanların kabul etmesi mümkün değil…
Aynı anda gerçekleşen iki kare. Birbirinden yalnızca 50 km ama baktığınızda sanki 50 bin km uzak. Birinde İvanka Trump, Jared Kushner, Benjamin Netanyahu yüzlerinde dev gülümsemelerle, sanki hemen ötede çoluk çocuk kadın katledilmiyormuş gibi kutlama yapıyorlar, Gazze'de ise o sırada göz gözü görmüyor. İsrail gökten ölüm yağdırıyor. Öyle ki artık buna İsrail medyası dahi gözünü kapatamamış. Haaretz çok sert yayınlarla kınıyor katliamı.
Sevgili Doğulu ve Batılı dostlar dünyanın bu geldiği noktadan kurtulması için toptancı yaklaşımları bir kenara koymamız gerekiyor. Ne toptan ABD ve İsrail'le aynı kefeye koyacağız ne de İslam dünyasını kefenin karşısına. Trump yönetimi bugün oy ve iktidar uğruna en marjinal evanjelist kesimin uçuk hayallerinin peşine takılmış durumda. Kudüs'teki elçilik seremonisinde birbirinden radikal iki evanjeliste dua ettiriyor örneğin. Dallas'lı Evanjelist Pastör Robert Jeffres ve 'İsrail için Birleşik Hristiyanları kuran John C. Hagee.
Jeffres 2010'da verdiği bir röportajda aynen şu ifadeleri kullanmıştı: 'İslam yanlıştır ve cehennemden çıkmadır…. Musevi olmak size kurtarmaz…' Jeffres Hıristiyanlık dışında tüm inançların insanları tanrıdan uzaklaştırmakla kalmadığı, aynı zamanda cehennemde onlarla tanrı arasına aşılmaz bir duvar ördüğünü de defalarca ileri sürmüş bir isim.
John C. Hagee ise 2005'te New Orleans'ı kasırga vurduğunda ve 1000'den fazla insan yaşamını yitirdiğinde bunun tanrının günahkarları cezalandırması olduğunu söylemişti. New Orleans halkının tanrının gazabına uğradığını dile getirmişti! Müslümanlarla ilgili söyledikleri de bundan aşağı kalır değil. Bütün Müslümanların Hıristiyan ve Yahudileri öldürmek, ABD ve İsrail'i işgal etmek hayali kurduğunu ileri sürmüştü bir söyleşisinde. En çok gürültüyü ise Hitler ile ilgili ifadeleri koparmıştı: Hitler ve holocaust tanrının Yahudileri İsrail'e döndürme planının bir parçasıdır'…Ama bu hastalıklı söyleme rağmen bu gün çıkar birliği ettiler diye İsrail bu adamı da bağına basıyor!
Şimdi bu insanların DAEŞ'in zihniyetinden ne farkı var? Maalesef iki uç birbirini besliyor. Mevcut şahin İsrail yönetimi ise buna çanak tutuyor. Halbuki İsrail'de de yaşananlara tepki dalga dalga büyüyor…
Burada tek cesur ve net ses Türkiye'den geliyor. İslam dünyası Türkiye dışında sessiz, sinmiş. Öyle ki Ankara'nın yaralıları burada tedavi edelim diyerek göndermek istediği uçakları indirmeye dahi Mısır izin vermiyor. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan kararlı. Önce İngiltere temasları çerçevesinde Başbakan Theresa May ile görüştü ardından bu gün Merkel ve Ruhani ile.
Bu görüşmeler çok anlamlı zira dünyadan bir ortak vicdan çığlı çıkmak zorunda. Bunun öncüsü Türkiye olur, BM'yi de bir şeyleri değiştirecek yönde harekete geçirebilirse o zaman çark olumluya dönmeye başlar. Bu nedenle siyasi görüş ayrılıklarını bir kenara koyup bütün vicdan sahiplerinin el ele verme vakti…