Şu sıralar dünyadaki gelişmelerle ilgili herhalde en sık sorulan soru bu: İran'da neler oluyor? Geçtiğimiz Perşembe günü başlayan ve ölü sayısının her geçen gün arttığı protestolar hakikaten ülkedeki ekonomik sıkıntılara isyan eden yığınların sesi mi, yoksa ABD ve İsrail tarafından organize edilen bir operasyon mu? 2009'da gerçekleien protestolardan bu yaşananların farkı var mı? Her şeyden önemlisi: Bu süreç bir devrime gider mi?
Bu soruların kesin cevaplarını bulmak zor ancak en azından bir kıyaslama yaparak ve son gelişmelelerle değerlendirerek bir sonuca varabiliriz. Meşhed ve Kum gibi son derece muhafazakar kentlerde başlayan protestolar bu kez ekonomik sıkıntılardan kaynaklandı. İran'da çok yüksek işsizlik oranları var, geçim sıkıntısı artıyor. 2009 yılındaki protestolar cumhurbaşkanlıpı seçimlerine hile karıştığı iddiası ile başlamıştı. Ahmedinecad'ın kazandığı seçimlerde reformcu Musavi ve Kerrubi sandığa hile karıştıpını ileri sürmüştü. Bunun akabinde başta zengin ve laik kesimin ağırlıkta oldupu Kuzey Tahran'da protestocular sokaklara dökülmüştü.
Şimdi ise Tahran geriden geliyor ve ağırlıklı olarak muhafazakar gençler sokaklara çıkıyor. Bir dikkat çekici yan da şimdi İran'da cumhurbaşkanının bir reformcu olan Ruhani olması.
Burada seçilmiş cumhurbaşkanı ve Mollalar arasında açık bir gerilimden bahsedilebilir. Ruhani, Ayetullah Hamaney'e karşı değişimi simgeliyor ve protestoculara daha ılımlı yaklaşıyor. Hamaney ise doğrudan bir dış gücün olayları organize ettiğini söylüyor ve müdahale etme sinyalleri veriyor. Böyle bir müdahale Ruhani'ye karşı müdahaleye de dönüşebilir.
Ben bu protestolarda Obama döneminde imzalanan nükleer anlaşmanın yarattığı beklentinin Trump ile çökmesinin getirdiği hayal kırıklığının önemli bir payı olduğunu düşünüyorum. Yıllardır ambargolar altında yaşayan İranlılar o anlaşma ile feraha kavuşacaklarını umuyorlardı ancak beklenti suya düştü bu da biriken gerilimin patlamasına yol açtı
Öte yandan yıllardır devam eden bir Suriye iç savaşı var ve İranlılar komşularının ne hale geldiğini görüyorlar. O nedenle Arap Baharı vari bir kalkışmaya temkinli yaklaşacaklardır.,,
Tabii tüm bunları olaylarda hiç dış parmak yoktur, anlamında söylemiyorum. ABD'nin ve İsrail'in soktupu ajanlar elbette var ve protestoları büyütmeye ve manipüle etmeye çalışıyorlar. Trump'ın baş hedeflerinden biri İran rejimini yıkmak, üstelik bu yıl içinde Suudi Arabistan'a da dehşet miktarda silah sattı. İran'ın kendi içinden zayflamasını daha sonra da vurularak rejimin çökertilmesini ister. Ancak bunlarla birlikte protestolar tamamen Batı'nın komplosu diyemeyiz. Bir zemin ve damar olduğu kesin…
Burada İran'ın son 3-4 yıldır Suriye iç savaşında Rusya'nın etkisiyle birlikte çok güçlendiğini de unutmamamız gerek. Rusya-İran bloğuna karşı ABD-Suudi Arabistan bloğu var ve bir Sünni-Şii çatışması üzerinden yeniden dizayn edilmek istenen bir Ortadoğu oldupu açık.
İşte bu noktada Türkiye'nin çok dikkatli olması gerek. Salı günü Dışişleri bakanlıpının yaptığı itidal çağrısı çok yerindeydi. Olayların dışında kalarak ama hep yukarıdan ve birleştirici bakarak ateşin büyümemesi için gayret göstermek Türkiye için çok anlamlı ve kritik bir pozisyon…