Yaklaşık 7 yıldır süren ve dünyanın bütün büyük güçlerinin vesayet savaşı arenasına dönen Suriye iç savaşında geçen çarşamba günü hiç kuşkusuz en önemli dönemeçlerden biri alındı. Soçi'de Rusya Devlet Başkanı Putin, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani'yi bir araya getiren zirve ile artık askeri süreçten yeniden inşa sürecine geçildiğini söyleyebiliriz.
Bu çok önemli çünkü her şeyden önce yüzbinlerce cana mal olan bir çatışmanın sönmeye başladığı ilan ediliyor. Unutulmamalı ki her türlü barış savaştan iyidir. İkincisi Suriye'nin yeniden inşası bir anlamda Ortadoğu'nun yeniden inşası demek ve o sürecte aktör olmak önümüzdeki dönemdeki güç dengesini belirlemede başat bir faktör.
Çok değil bundan 2 yıl önce Rus uçağının düşürülmesi bahane edilerek Suriye'deki süreçten tamamen dışlanmaya çalışılan, masada kendisine herhangi bir yer bırakılmayan ve zayıflatılmak istenen bir Türkiye vardı. O 2 yıl içinde oyunu öyle bir değiştirdi ki bu gün barışın mimarı 3 ülkeden biri haline geldi. Rusya ile iyi ilişkiler kurabilen bir Türkiye önümüzdeki süreçte hem Ortadoğu'daki etkinliğini artıracak hem de ABD için ne kadar vazgeçilmez ve önemli bir ülke olduğunu hatırlatacak.
Burada Rusya vurgusunu özellikle yapıyorum çünkü Rusya Suriye'de tartışmasız oyun kurucu ülke olmayı başardı. ABD'nin zikzaklı politikası ve Obama'nın Ortadoğu'dan çekilme planları ABD'nin oyun kuran baş aktör olma şansını elinden aldı. Ancak tabii ki yaptığı yanlışlara rağmen Suriye'deki gücünü korumak istiyor. Bu anlamda da Türkiye'ye ihtiyaç duyuyor. Trump'ın YPG'ye silah vermeyi kesecekleri açıklamasını da bu bağlamda ele almak gerek. Türkiye Soçi'de verdiği mesaj ile ABD'yi kendisi olmadan Suriye'de istediği sonuca ulaşmasının imkansızlığına ikna etti. Rusya ile geliştirdiği ilişkiler sonucunda ABD'ye karşı elini güçlendirdi.
Peki YPG meselesi bundan sonra ne olacak? Hatırlayalım: bu örgüt yalnızca ABD'den değil, Rusya'dan da destek görüyor. ABD'nin YPG'ye silah vermeyi keseceğini açıklaması Rusya'yı nasıl etkileyecek?
Bu sorunun cevabını bulmak için Rusya'nın YPG'yi hangi ölçüde ve ne saikle desteklediğine bakmak gerek. Rusya YPG'yi Kürtler'I ABD'nin kontrolüne girmekten kurtarmak için destekliyor. Şayet YPG ve ABD arasındaki ilişki zayıflar ve ABD Türkiye'nin kırmızı çizgilerine hassasiyet gösterip YPG'ye desteği sınırlarsa Rusya da desteği azaltacaktır. Kısacası ABD cephesinden gelen YPG'ye silah yardımını kesme hamlesi zincirleme şekilde Rusya'nın da YPG politikasını değiştirmesini beraberinde getirebilir. Ancak bunun için Ankara'nın Washington ile ilişkilerine bir ivme vermesi önemli. Tabii son derece sıkıntılı bir siyasi operasyon kokan Zarrab davası başlarken bu nasıl olur, bilinmez ama Washington şu aşamada Türkiye'ye Rusya'yı dengelemek için çok ihtiyaç duyuyor. Dolayısıyla bu ihtiyaç Ankara'ya yönelik bir silah olarak kullanılan Zarrab davasının akıbetini de etkileyebilir. Hakikaten de dünyada bütün yollar bir şekilde Ortadoğu'ya çıkıyor…