Esad'ın Suriye'de sivillere kimyasal saldırıda bulunması bu kez bedelsiz kalmadı. Defalarca dünyanın gözünün içine bakarak savaş suçu işleyen Baas yönetimi bu kez de pervasızca saldırabileceğini düşünüyordu. Nitekim örneğin 2013'teki Gouta saldırısı hafızalarımızdaydı. Bundan da beter bir katliamın fotoğrafları ajanslara düştüğünde akıllara hemen Obama yönetiminin 'Kimyasal silahlar kırmızı çizgimizdir' açıklaması gelmişti. Hatta o dönem Başbakan olan Tayyip Erdoğan 'ın uçağı ile bir dış gezideydik ve fotoğrafların düşmesi üzerine dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu biz uçaktaki gazetecileri toplayıp 'nihayet reddedemeyecekleri şekilde haklılığımız ortaya çıktı. Artık Esad kalamaz' demişti. Bu hadisenin üzerinden yıllar geçmesine rağmen Esad hala orada ve saldırılarına devam etti. O nedenle 'bu saldırıyı Esad yapmış olamaz' diyenlere inanamaz gözlerle bakıyorum. Bu güne kadar hiçbir yaptırımla karşılaşmamış bir cani diktatör neden yapmasın?
İşte şimdi ilk kez değişen ABD yönetimi bir tepki gösterdi ve kimyasal saldırıda bulunmanın cezası olarak 59 Tomahawk füzesi ateşledi. Peki bu saldırı bir şeyleri değiştirecek mi? Sadede gelecek olursak: Esad'ı indirecek mi?
Bu saldırı askeri açıdan Esad'ı bitirecek bir saldırı değil elbette. Ancak şunu gösteriyor: Bir kez oldu mu bir kez daha olabilir, yani en azından bir kimyasal saldırının karşılıksız kalmayacağını Esad artık biliyor. Üstelik artık Suriye'ye direk müdahil olan bir ABD var. Bu Trump'ın elini oldukça güçlendiren bir hareket. Zira Rusya'ya rağmen, Rusya ile ilişkileri sorgulanırken yapıldı, yani ABD'de Trump'a karşı Rusya üzerinden saldıran çevrelere karşı Trump'ın elinde iyi bir koz oldu.
Tabii bu çıkışın devamının gelmesi lazım. Irak ya da Afganistan gibi ABD'nin çok uzun süren ve dengeleri bölge aleyhine değiştiren saldırılar gibi değil ama Bosna gibi çoktan oluşan haklı zeminde Esad yönetimini sonlandıran, hedef odaklı ve kısa süreli bir ABD müdahalesine uluslararası toplumda da ciddi destek var. Rusya da böyle bir manzara karşısında Esad'ı açıktan destekleyemez oldu. O nedenle bu momentumun kaçmaması gerek. Suriye Hava Kuvvetleri'ni yok etmeyi amaçlayan devam saldırıları gelirse Suriye'deki mevcut durum değişebilir.
Uzun süredir Suriye'de tıkanıp kalan bir çaba var. Savaşı sonlandırmak yerine sadece DAEŞ'le mücadele yoluna gidiliyor, bu da DAEŞ'i bitirdiğinde Esad ile baş başa kalma seçeneğinden başka bir seçenek içermiyor. Başından itibaren bunun çok tehlikeli olduğunu Türkiye söylüyordu. Önemli olan DAEŞ ve Esad'la birlikte savaşıp mevcut durumun bütün aktörleri ile mücadele edebilmek. Öte yandan bu da özellikle PYD'nin önünü açmak demek. Zaten Rakka'ya Suriye Demokratik Güçleri adı altında esas aktör PYD olan bir takım Arap unsurlar gidecek gibi görünüyor. Yani Esad ve DAEŞ ile aynı anda mücadele etmenin bir sonucu otomatik olarak PYD'yi güçlendirmek. Kısacası Suriye savaşı Türkiye açısından bakıldığında her açıdan çok sıkıntılı gelişmelere işaret ediyor. Ve bu sıkıntılar Suriye ile sınırlı da değil.