Rakka operasyonunun başladığı, Suriye Demokratik Güçleri adı altında YPG'nin savaştığı ancak ABD Genelkurmay Başkanı'nın 'Türkiye ile anlaştık' açıklamasının geldiği bu gün öncelikle Musul operasyonundaki son gelişmelere bakarak başlamak isterim. Zira Musul operasyonu başlayalı 2 haftayı geçti ve henüz ufukta ne zaman biteceği ile ilgili herhangi bir ipucu görünmüyor. Operasyon öncesinde DAEŞ'in fazla dayanamayacağı, Musul'un haftalar içinde ele geçirileceği yorumları yapılıyordu ancak ben bu yorumları hiçbir zaman gerçekçi bulmadım. Musul çok büyük, çok girift ve DAEŞ'in taban bulabileceği bir demografik yapıya sahip. Üstelik dünyanın en karanlık ve tehlikeli örgütü karşımızda ve kentte neler olduğu ve nasıl hazırlıklar yaptığı ile ilgili tam bir karartma uyguluyor.
Henüz şehir tamamen çevrelenemedi bile. Hal böyle iken koalisyon güçleri operasyonlara ara verdiler. Bu ara DAEŞ'in beklediklerinden daha sert ve hazırlıklı karşılık verdiği ve Irak ordusunun yeniden planlanması gerektiğini gösteriyor. Öte yandan mesele yalnızca DAEŞ ve koalisyon arasındaki çatışmalar değil, operasyon ilerledikçe başka kaygılar da devreye giriyor. Bunların başında Haşdi Şaabi Şii milis gücünün Telafer'e ilerlemesi var. Telafer ile ilgili benim e-mail ve telefonuma her gün yardım çığlıkları düşüyor. Zaten Türkiye de başından beri bu tehlike konusunda uyarıyor: Aman DAEŞ'ten temizleyelim derken Şiiler'in Sünniler'i katlettiği bir tablo ortaya çıkmasın, bu Ortadoğu'daki savaşı en tehlikeli boyuta taşır ve DAEŞ'in ekmeğine yağ sürer! Unutmayalım ki şehir savaşı henüz başlamadı ve DAEŞ'in Musul'un içindeki tahkimatı güçlendirdiği yönünde gelen haberler var. Halbuki plan neydi? Obama giderayak Clinton'a puan kazandırmak için Musul zaferini planlamıştı. Obama an itibarıyla artık başkan değil, peki ya Musul'da herhangi bir başarı ya da sonuç var mı?
Öte yandan Musul'un alınması senaryosu üzerinde de anlaşılmış değil. Kent DAEŞ sonrası nasıl bir yönetim yapısına sahip olacak? Güç nasıl dağıtılacak? Mezhepsel denge nasıl gözetilecek? Bu konuların hiç birinde bir fikir birliği yok. Bölgedeki Sünniler'in ciddi kaygıları var ve buna operasyonu yürüten liderlerin kulak verdiği yok. Halbuki gelişmelere Musul halkı acaba nasıl bakıyor? Kendilerini DAEŞ ve baskıcı bir Şii yönetimi arasında tercih yapmak zorunda mı hissediyor? Bilmiyoruz…
'Ayrıca DAEŞ dağılmak üzere, güçleri tükendi' gibi iddialara rağmen örgüt hala stratejik bütünlüğünü koruyor. Kendi içinde kontrol, haberleşme ve yönetim bütünlüğünü koruduğu hem lideri Bağdadi'nin açıklamalarından hem de Musul'daki reaksiyonlarından görünüyor. Belli ki Musul'da direnmek isteyecek DAEŞ.
Musul devam ederken Rakka operasyonu da 'Fırat'ın Gazabı' adı altında başladı. ABD Genelkurmay Başkanı'nın tam da operasyon başlarken Türkiye'de olmasının Türkiye'nin bu operasyondaki rolünü vurgulamak açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Tabii YPG'nin sahada olması Türkiye için rahatsızlık sebebi. Ancak Dunford ve Genelkurmay Başkanı Akar hassas noktaları görüştüler ve Rakka'da Türkiye'nin istihbarat ve lojistik desteğinin önemi konusunda el sıkıştılar. Yanı başımızda uzun sürecek iki operasyon var ve ikisi de maalesef Türkiye'nin güvenliği için elzem olmakla birlikte ciddi riskler de içeriyor…