Suriye 5 yıldan fazla bir zamandır kaynayan kazan. Dünyanın bütün güçleri ve terör örgütleri ile büyük ve karanlık bir güç paylaşım merkezi. Türkiye'nin son dönemde yaşadığı problemlerin önemli bir kısmı da Suriye'deki savaşın yansımalarından kaynaklanıyor. Başta PYD'nin ABD tarafından mütteffik olarak tanımlanması ve Suriye'de özerk bir Kürdistan vaatleri ile PKK'nın terörü tırmandırması…
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD gezisi, Washington'un PYD konusunda nabzını tutmak ve Türkiye'nin tezleri konusunda önemli bir dönemeçti. Ancak gezinin ardından gelen bilgiler maalesef Obama yönetiminin PYD konusunda bir politika değişikliği yapacağı sinyali vermiyor. ABD ısrarla Suriye'nin kuzeyinde uçuşa yasak bölge ve güvenli bölge oluşturulması önerilerine de sıcak bakmıyor. Obama topal ördek konumunda. Kasımlardaki seçimlere kadar herhangi bir politika değişikliğine gitmez. Başından itibaren Suriye'deki kan gölünün artmasına sessiz kalan bir lider giderayak da risk almak istemiyor. Esasen uçuşa yasak bölge ve güvenli bölge risk de değil ama belli ki mültecilerin önemli bir kısmına ev sahipliği yapan Türkiye dururken güvenli bölge işine gelmiyor.
Peki, ABD'den esen rüzgarlar böyle iken Suriye'de 27 Şubattan beri devam eden ateşkes nasıl gidiyor? Bu sorunun cevabına salt bir ateşkes devam ettiği için 'iyi' cevabı vermek gerekir. Zira Esed rejimi sık sık ateşkesi ihlal etmekle suçlanıyor, en son Fransa bu suçlamayı yöneltti. Fransız Dışişleri Sözcüsü Romain Nadal Esed yönetiminin sivillere yönelik hava saldırılarına devam ettiğini belirterek bu saldırıların çözüm çabalarına zarar verdiğini ileri sürdü. Nadal Esed rejiminin 31 Martta Şam'ın banliyösüne özellikle sivilleri hedef alır şekilde yapılan ve 33 kişinin ölümü ile sonuçlanan hava operasyonunun çözümün önünü tıkadığını söyledi.
Maalesef Esed 5 yıldır bir ölüm havzasına çevirdiği ülkesini ateşkes zamanında bile vurmaya devam ediyor. Ancak zalim diktatörün saldırıları sürse de ateşkesin olumlu etkileri oldu. BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura'nın sözcüsü Ahmed Fevzi ateşkes uygulamaya girdiğinden beri pek çok ölümün engellendiğini söyledi. Ateşkes sürerken Cenevre'deki süreçten bir çözüm çıkması için çalışılıyor.
Öte yandan ateşkesi ihlal eden tek taraf Esed değil. Rusların da Türkmendağı'nı vurmaya devam ettiği gelen haberler arasında. Diğer taraftan PYD de ABD ve koalisyon ortakları ile çatışmaları sürdürebiliyor. Kısacası görece bir normalleşme söz konusu olsa da Suriye hala barıştan çok uzak.
DAEŞ'le mücadelede de örgütü zaafa uğratacak ciddi bir zarar verildiğini söylemek zor. Palmira'nın DAEŞ'ten Esed güçleri tarafından geri alınması bir kazanım gibi görünse de kim daha zalim sorusu geliyor akla. Al birini vur ötekine! Uluslararası koalisyonun DAEŞ'le mücadelesi konusunda da çok ciddi soru işaretleri var. Dünyanın büyük güçleri bir araya geldi, ne yapıyorlar? Türkiye mesela neden hava operasyonlarından uzak tutuluyor?
Kısacası Cenevre'de bir çözüm arayışı var gibi görünse de Suriye üzerinden Ortadoğu'nun yeniden iktidar paylaşımı yapılıyor ve bu savaş daha epey süreceğe benziyor maalesef…