Dünya geçtiğimiz hafta Salı günü, yani 24 Kasım'dan beri dünya Türkiye'nin düşürdüğü Rus uçağını konuşuyor. Rusya açık bir şekilde Türk hava sahasını defalarca ihlal eden, Türkiye tarafından yapılan uyarılara kayıtsız kalan, geçtiğimiz haftalarda da benzer uyarılarda bulunulduğu halde pervasız tavrına devam eden taraf olduğu halde dünyanın gözünün önünde Ankara'yı tehdit etmeye devam ediyor.
Rusya'nın ve lideri Putin'in takındığı haydut tavır, Rusya ile Türkiye'yi, hatta Erdoğan ile Putin'i kıyaslamaya kalkanlara iyi bir ders olmalı. Bu, hem Erdoğan'a hem de Türkiye'ye hakarettir. Hukukun 'h'sinden bahsedilemeyen, mafya yöntemlerle dünyaya gözdağı vermeye kalkan bir Rusya asla Türkiye'nin örneği olamaz.
Bu nahoş olay bize bir kez daha her şeyin temelinin hukuk devleti olduğunu gösterdi. İngiltere'yi, ABD'yi eleştirebiliriz, mevcut yönetimlerini hatalı bulabiliriz ancak bunlar her şeyin ötesinde hukuk devletleri. Türkiye'nin yeri onların yanı, Rusya, İran ya da Çin ise hukuk tanımaz haydut devletler.
Peki, Rusya kural ve hukuk tanımaz tavırları ile ne yapmaya çalışıyor? Bu sorunun 2 temel cevabı var. Birincisi Suriye'de kalıcı olmak istiyor ve uçakları taciz edildi bahanesini kullanarak şimdiden S-300 ve S-400 füzelerini getirdi bile. DAEŞ'le mücadelede yardımcı olmak Rusya'nın hedefi değil, evet kendisi de mağdur olduğu için DAEŞ'e karşı mücadeleyi artıracaktır ancak temel hedefi Esed'in yerini sağlamlaştırarak Ortadoğu'daki üslerini garanti altında tutmak ve oradan sıcak denizlere açılmak.
Bu hedefler için Türkiye ile yaşadığı kriz oldukça elverişli görünüyor. Zira bunu bahane ederek PYD politikasını da Türkiye'ye rağmen inşa etme zeminini hazırlamış oldu. Rusya PYD'yi ABD'nin yanından kendi yanına çekmek istiyor. Para ve silah yardımı yaparak kendi istediği bölgelerde savaşmasını hedefliyor. Esasen Putin Kürtlerin kuzey hattında ayrı bir oluşum kurmalarını istemiyor. Suriye'nin bütünlüğünün devamından yana.
İşte şimdi Türkiye ile krizi bahane ederek hem istediği füzeleri getiriyor hem de kendi politikasını dayatıyor. Tabii bu çok acı zira dünyada nasıl bir çifte standart olduğunu bir kez daha kanıtlarcasına Rusya'nın terörüne dünya sessiz kalıyor.
IŞİD Kobani'ye saldırırken bütün dünya haklı olarak ayağa kalkmış, Kürtleri bu canavarın elinden kurtarmak için hava operasyonları yapılmıştı. Ancak Rusya Türkmenlere saldırırken Türkiye'nin tepkisi dışında hiçbir şey olmuyor. Kobani'de masum Kürtler vuruluyordu, Bayır-Bucak'ta da masum Türkmenler vuruluyor. Rusya'nın DAEŞ'den ne farkı var?
Ancak maalesef sırf sınırlarına mülteciler dayandı diye Suriye'deki drama uyanan ve kendi vatandaşları tehlike altında diye DAEŞ terörüne savaş açan Batı ucu kendine dokunmadıkça hiçbir şey için harekete geçmiyor. Suriye tamamen Rusya'nın inisiyatifine bırakılmış gibi görünüyor ve Moskova DAEŞ'le mücadele eder göründüğü sürece kendine ve Esed'e yer açabilecek konumda. Suriye'deki büyük insanlık dramı meselenin özünü çözmeye gayret eden bir dünya gücü olmadığı için daha devam edeceğe benziyor…