Türkiye son dönemde birçok tabusunu yıktı, birçok konu konuşulur hale geldi. Yüzleşme kültürü hâkim olmaya başladı. Bu kapsamda bundan 6-7 yıl önce bir üniversitede üzerine konferans dahi düzenlenmesi imkânsızken bu gün 1915 olayları tartışılabiliyor. Keza Dersim'de yaşananlar da öyle. Atatürk eleştirilebiliyor (gerçi Atatürk'ü Koruma Kanunu hala devrede ama pratikte eskisi gibi işletilmiyor), eskiden bir gazetede Kürtçe bir kelime yazmak, Kürdistan kelimesini telaffuz etmek dahi imkânsızken bu gün Kürtçe gazete çıkabiliyor, televizyon yayını yapılabiliyor.
İşte tüm bu gelişmeler olurken Papa Francis'in Türkiye ziyareti ile hep kafamın bir köşesinde duran bir soru daha da anlam kazandı: Batı dünyasının 'Ekümenik' olarak tanıdığı Patrik Bartholomeos'u Türkiye neden hala ve ısrarla 'Fener-Rum Patriği' diye küçültmeye çalışıyor? 'Yeni Türkiye'den bahsediyorsak şayet, kendine güvenen, geçmişiyle barışan ve her türlü inanca saygı gösterdiği iddiasında olan bir Türkiye'den, o zaman bu ısrar bir tezat oluşturmuyor mu?
'Ekümenik' sıfatını Patriğin önüne ekleyen yani 'Cihan Patriği' kavramını bu topraklara getiren Yavuz Sultan Selim'di. Mısır'ı fethettiğinde Antakya ve İskenderiye Patrikhanelerini İstanbul Rum Patrikhanesi'ne bağlayarak Patriği de 'Ekümenik' ilan etmişti Selim. Bu, Lozan'la değişti. Patriğin 'Yeni Roma'nın ve Konstantinapol'ün Başpiskoposu ve Evrensel Patriği' ünvanı kaldırıldı, yerine küçücük bir semtin kilisesinin din adamıymışçasına Fener-Rum Patriği dendi. Öyle olsa Katolik Dünyasının Ruhani Lideri bir semt papazını mı ziyaret eder? ABD Başkanı'ndan, Başkan Yardımcısına, Batılı dünya liderlerinden dünyaca ünlü sanatçılara kadar Türkiye'ye gelen birçok önemli konuk Patrikhane'ye mi gider?
Bütün Batı dünyası ve Türkiye'deki demokrat kamuoyu yıllardır zaten Patriğe olması gerektiği gibi hitap ediyor. Tanıdığım kadarıyla, resmi tarih tezlerine cesurca meydan okuyan, Türkiye'yi büyük geçmişiyle barıştırma ideali taşıyan Başbakan Davutoğlu'nun dünya görüşü 'eski Türkiye'yi yansıtan 'Fener-Rum Patriği' yakıştırmasına tamamen ters. Bunca tabu yıkılırken Sayın Başbakan'a bu konuyu da hatırlatayım istedim: Gelin, bu ülke ve Hıristiyan dünyası için önemli bir değer olan Patrik Bartholomeos'a özgüvenli bir şekilde 'Ekümenik' sıfatını devlet olarak geri verelim. Bir ayıbı daha tarihe gömelim…