Geçtiğimiz Perşembe günü, yani tarihin en uzun süren (10 saat 25 dakika) MGK toplantısı yapıldığından beri Gülen cemaatinin medyası ısrarla o toplantıda askerler siyasi otoriteye meydan okumuş, paralel yapıyı Kırmızı Kitaba almak isteyen Cumhurbaşkanına itiraz etmiş yönünde haberler yapıyorlar. Şunu demek istiyorlar: Devletin paralel yapıya karşı olduğu doğru değil, TSK ve diğer devlet kurumları bizim yanımızda, bize yalnızca AKP karşı.
Bu doğru olabilir mi? Sonuçta aynı yapı TSK'ya Ergenekon ve Balyoz süreçlerinde en ağır yüklenen yer değil miydi? Şimdi Gülen cemaatinin askerin kendi hiyerarşisi ile devlet içinde otonom olarak hareket eden bu yapının yanında olduğunu iddia etmesinde doğruluk payı var mı? Hakikaten paralel yapı tehdidinin Kırmızı Kitaba girmesine Genelkurmay karşı çıkıyor mu? 31 Ekim Cuma akşamı tesadüfen Genelkurmay'ın üst düzey bir ismiyle aynı ortamdaydım ve ona tüm bu soruları sordum. Israrlarım sonucu kimliğini gizli tutmak kaydıyla yazmaya da ikna ettim.
O Genelkurmay yetkilisi Kırmızı Kitap meselesiyle ilgili bana aynen şunları anlattı:'Şu an paralel örgüt denilen bu karanlık yapılanmanın ve başındaki kişinin Türkiye Cumhuriyeti için tehdit olduğunu ilk önce söyleyen biziz. Sırf bu yüzden haksız yere birçok silah arkadaşımızı bu örgüt kumpaslarla içeri attı. Şimdi nasıl olur da hükümetimiz ve Cumhurbaşkanımız bu kadar kararlı iken bu paralel yapıyla mücadeleye karşı çıkarız? Paralel yapının ordumuza verdiği zararı hiçbir dış mihrak vermemiştir. Paralel yapı ile mücadele bir devlet politikasıdır. Çünkü bu yapılanma doğrudan Türkiye Cumhuriyeti'ni hedef alıyor. Şu an tüm devlet kurumları bu mücadele uğrunda beraber çalışıyorlar ve bu süreç kararlılıkla devam edecek.'
Peki, 'Paralel Yapı'nın Kırmızı Kitap'a girmesi?
'Bakın Kırmızı Kitap denilen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi doğrudan Başbakanlık tarafından yazılır. Genelkurmay olarak bizim o kitaba neyin ekleneceği neyin çıkarılacağı konusunda bir yetkimiz yoktur. Yani bizim karşı çıkmamızla o kitaba yazılacak bir şey engellenemez. Paralel örgütün medyası bizimle hükümetin arasını açmak için kasten böyle yapıyor. Ne yapmaya çalıştıklarının farkındayız. Genelkurmay olarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne bağlılık bizim temel vazifemizdir. Ancak Başbakanlık bizden tavsiye isterse iletiriz. MGSB'yi güncelleme hakkı ve yetkisi Başbakanlık'tadır. Cumhurbaşkanlığı da bunu onaylar. MGK'da bu konunun konuşulması devletin tüm kurumlarının beraber hareket ettiğini göstermek içindir.12 Ekim'deki HSYK seçimleriyle yargımızın da çoğunluğu paralel örgüte gereken tavrı koydu. Zannediyorum bu ay içinde Başbakanlık MGSB'yi günceller ve bu tehdit MGSB'ye girer...
Kırmızı Kitap'a bu yapının tehdit olduğu girince ne değişecek?'Öyle olunca hem biz hem tüm devlet kurumları bu mücadeleyi yasal bir mecburiyet olarak yapmak zorundadır. Şu an itibariyle yasal bir zorunluluk yok ama tüm birimler idarenin talimatıyla paralel yapıyla mücadeleyi sürdürüyor. Kırmızı Kitap'a bu girdiği zaman paralel örgütle mücadele etmemek ya da bu mücadeleyi engellemek bizatihi yasadışı hale gelecek. Kırmızı Kitap'la beraber Paralel Yapı çorap söküğü gibi devlet içinden ve dışından tasfiye edilir. Çünkü Kırmızı Kitap devletin iç anayasasıdır.'
Kırmızı Kitap meselesinin Genelkurmay'dan görünen yanı bu... Cemaat çevreleri ne kadar kendini ve tabanlarını kandırmaya çalışırlarsa çalışsınlar Paralel Yapı ile mücadele konusunda Türkiye Cumhuriyeti içinde büyük bir mutabakat var. Pensilvanya'nın komutasındaki bu yapı'nın Türkiye için öncelikli tehdit olduğu önümüzdeki dönemde MGSB güncellemesi ile Kırmızı Kitap'ta yerini alacak.