Partiya Azadiya Kürdistane ya da Türkçe ismiyle Kürdistan Özgürlük Partisi geçtiğimiz ay İçişleri Bakanlığı'na kuruluş için resmen başvurdu. Cumartesi günü de Taksim'de partinin basın resepsiyonu yapıldı. Öncelikle kendi görüşümü söyleyeyim: Ben şiddet içermeyen her türlü görüşün partileşebileceğine inanıyorum. Dolayısıyla Kürtlerin devletleşmesini amaçlayan bir partinin şiddeti reddederek partileşmesini Türkiye'de demokrasinin bir kazanımı olarak görüyorum. Bu, ayrılıkçılığı savunmak değildir. Bağımsız Kürdistan isteyenlerin isteklerini dile getirme hakkını savunmaktır. Her konuda bu ayrım sağlıklı bir şekilde yapılabilse Türkiye birçok sorununu çözer… Ayrıca hatırlatayım, geçtiğimiz yaz Türkiye Kürdistan Demokrat partisi kuruldu ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da onayladı. Dolayısıyla bu başarılı olmuş ilk girişim değil.
Gelelim parti cephesinden görünene: Partiya Azadiya Kürdistane Genel Başkan Yardımcısı Ali Fikri Işık ile konuştum. Partinin içişleri bakanlığından onay alamadığı yönündeki iddiaları sordum. Şunları söyledi: 'Siyasi Partiler Kanununa göre evraklarımızı hazırlayıp İçişleri bakanlığına ulaştırdık. Bakanlığın bu belgeleri teslim aldığına dair bir belge vermesi gerekiyor. Henüz o belgeyi vermediler. Ancak yine bu yıl kurulan Türkiye Kürdistan Demokrat Partisine de o belgeyi 3 ay sonra vermişlerdi.'
Işık'a partilerinin hedeflerini de sordum. Dedi ki: ' Özerklikten federasyon veya konfederasyona kadar her türlü çözümden yanayız. Önemli ve öncelikli olan nasıl bir Kürdistan'da yaşayacağımız değil, Kürdistanı kurmak için nasıl bir birlik olacağımızdır. Şiddete kesinlikle karşıyız. Biz Gandi'yi model alan bir partiyiz. Sivil ve itaatsiziz. Kürtlerin öfkesine değil coşkusuna talibiz.'
Önce yazın kurulan Kürdistan Demokrat Partisi, şimdi de Kürdistan Özgürlük Partisi… Silahlar susunca siyaset kanalları açılıyor. Ak Parti şimdiye kadar hiçbir hükümetin alamadığı riski aldı ve çözüm sürecini başlattı. Uzun ve zor bir yol bu süreç ancak bu ülkenin çoğulcu ve barış içinde yaşamasını isteyen hükümet zorluğu göze aldı. Şimdi artık meyveleri geliyor bu cesaretin. Süreç işliyor ve Türkiye gerçek bir demokrasi olma yolunda ilerliyor.